1. Ana Sayfa
  2. Benzer Kitaplar

Drina Köprüsü Hayranlarına 13 Kitap Önerisi

Drina Köprüsü Hayranlarına 13 Kitap Önerisi
0

Drina Köprüsü’nde, isyanların, salgınların, savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde Balkanlar’ın tarihini, eski Bosna’yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini anlatılıyor.

Drina Köprüsü

Yazar: İvo Andriç
Çevirmen: Hasan Âli Ediz, Nuriye Müstakimoğlu
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 354

Bir ülkeyi ve insanlarını, onların üç yüz elli yıllık tarihine tanıklık eden bir köprünün dilinden anlatan olağanüstü bir roman.

Nobelli yazar İvo Andriç, Drina Köprüsü’nde, isyanların, salgınların, savaşların ve doğal felaketlerin gölgesinde Balkanlar’ın tarihini, eski Bosna’yı, orada yaşayan halkların paylaştığı hayatı ve bu hayatın milliyetçilikler çağında nasıl değiştiğini anlatıyor. Osmanlı yönetimi altında farklı toplulukların bir arada nasıl yaşadığını geniş bir görüşle ve incelikle, efsanelerle, masallarla zenginleştirerek resmederken, Andriç’in bize sunduğu ne müthiş bir uyum tablosu ne de mutlak bir zulüm hikâyesidir. Kimliklerin, dinlerin, devletlerin ve de her şeyin ötesinde, içinde insanların olduğu karmaşık ve zengin bir hayat anlatısıdır bu.

“İvo Andriç izini sürdüğü temaları ve ülkesinin tarihinden seçtiği insan yazgılarını, güçlü ve destansı bir dille anlatmıştır.”
1961 Nobel Edebiyat Ödülü Komitesi

drina köprüsü
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 16

Radetzky Marşı

Yazar: Joseph Roth
Çevirmen: Ahmet Arpad
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 416

Radetzky Marşı, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun çöküşünü öyküler. 1859 Solferino Meydan Savaşı’nda Slovenyalı genç bir teğmen, İmparator I. Franz Joseph’in hayatını kurtarır. Köylü atalarının geleneklerine veda ederek büyük Tuna monarşisinin ayrıcalıklılar sınıfına katılan Trotta ailesinin öyküsü de işte böyle başlar. XIX. yüzyılın sonu, Habsburg hanedanının tarihte son defa parladığı dönemdir: İmparator güçlü, bünyesinde çok sayıda halkı barındıran imparatorluk büyüktür. Oysa bu görkemli tablonun ardında bir yalanlar silsilesi gizlidir ve son çok yakındır…

Joseph Roth, tıpkı Zweig gibi, XX. yüzyıl girerken yıldızı sönen ve sonsuza dek yok olan bir medeniyeti, bir coğrafi ve siyasi kimliği temsil eder. 1932’de tamamladığı Radetzky Marşı, yalnızca yazarının değil, Avrupa edebiyatının da başyapıtlarından biridir. Kader çizgileri Radetzky Marşı’nda birleşen Trottaların ve Habsburg monarşisinin bu öyküsü, eski Avrupa’ya ve değerlerine hüzünlü bir vedadır her şeyden önce…

Her yaz tatile geldiğinde torun, büyükbabasıyla sessiz sessiz sohbet etmeye çalışır, fakat rahmetli ona hiçbir şey anlatmazdı. Genç çocuk geçmişte neler olup bitmişti, bir türlü öğrenemezdi. Sanki tablodaki insan her geçen yıl biraz daha soluklaşıyordu, Solferino Kahramanı daha çok ölürken anılarını kendine saklıyordu. Carl Joseph kimi zaman düşünürdü, belki bir gün gelecek kara çerçeveli tablodan bomboş bir tuval, soyundan kalmış olanlara bakacaktı.

radetzky marşı
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 17

Derviş ve Ölüm

Yazar: Meşa Selimoviç
Çevirmen: Mahmut Kıratlı
Yayınevi: Timaş Yayınları
Sayfa Sayısı: 464

Usta yazar Meşa Selimoviç’ten otuz değişik dile çevrilmiş, önemli edebiyat ödüllerine layık görülmüş bir başyapıt…

Boşnak yazar Selimoviç’in1967’de yayımlanan Derviş ve Ölüm adlı romanı, değişik dönemlerde birçok eleştirmenin inceleme konusu edindiği, ayrıca geçtiğimiz yıllarda bir Türk-İtalyan ortak yapımı ile sinemaya da aktarılmış olup otuz değişik dile çevrilmiş ve birçok önemli edebiyat ödülüne layık görülmüştü. Kitap, MEB’in tavsiye ettiği 100 Temel Eser listesinde de yer alıyor.

Meşa Selimoviç, Derviş ve Ölüm’de mutlak dinî doğrular üzerine kurulu dünyasında yaşayan Ahmed Nureddin’in, erkek kardeşinin suçsuz yere tutuklanıp idam edilmesinden sonra düştüğü derin karmaşayı resmederken insanın ruh dünyasındaki çelişkileri, gelgitleri incelikle işler.

derviş ve ölüm
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 18

Bahçe, Küller

Yazar: Danilo Kiş
Çevirmen: Özge Deniz
Yayınevi: Jaguar Kitap
Sayfa Sayısı: 184

Hayatım boyunca canlandırdığım ve inişli çıkışlı bir başarı çizgisi içeren kurban rolüm, zira insan kendi hayatını, kendi kaderini canlandırır, demem o ki bu rolüm usulca sona yaklaşıyor. Genç adam, şunu her daim hatırında tut ki insan en nihayetinde gerçek bir kurbana dönüşmediği müddetçe kurban rolünü oynayamaz. Ve görüyorsun, bunun için artık elden hiçbir şey gelmez, bu rolü sonuna kadar layığıyla oynamak için çaba sarf etmek mecburiyetindeyim. Bu benim için bir kurtuluş, bana bahşedeceğin bir af olacak.

Danilo Kiş başyapıtı Bahçe, Küller’de, II. Dünya Savaşı’nın arifesinde geçen çocukluk yıllarının; sürgün ve linç tehdidiyle oradan oraya sürüklenen ailesinden, özellikle de babasından yadigâr kalan travmaların, yersiz yurtsuzluğun, inişli çıkışlı ruh hallerinin, aranıp bulunamayan kurtuluş yollarının izini sürüyor. Kiş bu otobiyografik romanında, tüm dünyayı kasıp kavuran bir kıyametin savurduğu küllerin altında saklı kalmış, siyah beyaz bir aile albümünü aralar gibi, unutulmaz bir baba figürünün etkisinde geçmiş o yılları tekrar gün yüzüne çıkarıyor.

“Danilo Kiş su götürmez bir biçimde yüzyılın ikinci yarısında edebiyatın şerefini koruyan en büyük yazarlardandır.”
Susan Sontag

“Lirik metnin hakiki bir mücevheri, Kıta Avrupası’nda savaş sonrası çıkmış en iyi kitap.”
İosif Brodski

bahçe küller
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 19

Berlin Aleksander Meydanı

Yazar: Alfred Döblin
Çevirmen: Ahmet Arpad
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 468

Modern Alman edebiyatının en önemli temsilcilerinden Alfred Döblin’in başyapıtı Berlin Alexander Meydanı, eski bir hükümlünün, Franz Biberkopf’un hikâyesini anlatıyor. Biberkopf hapisten çıkar çıkmaz 1920’lerin Berlin’iyle karşı karşıya buluyor kendini. Yoksulluk, işsizlik, suç dünyası, yıldızı gitgide parlayan Nasyonal Sosyalizm ve tüm bunları temsil eden dostlarla yüzleşmek zorunda kalıyor. Hayatına yeni bir yön verip dürüst yaşamak için debelendikçe yeraltı dünyasının içine çekiliyor. Hayallerinden tekrar tekrar koparılıp acı gerçeklerle yüzleşiyor.

“Epiğin özünü en iyi Döblin’de kavradım. Epik metinleri ve epik teorisi, benim dramatik sanatımı derinden etkilemiştir.”
Bertolt Brecht

“Berlin Alexander Meydanı’nı okurken, onu okumuyormuş da adeta büyük bir açlıkla yalayıp yutuyormuş gibi hissetmiştim. Gerçi o hissi tam da tarif edemem; okumaktan çok, acı, umutsuzluk ve korkuyla dolu bir yaşantı gibiydi.”
Rainer Werner Fassbinder

“Döblin’in Wang Lun ya da Berlin Alexander Meydanı’ndaki fütürist öğeler olmadan benim romanlarım anlaşılamaz. Döblin sizi rahatsız edecek, rüyalarınıza girecek. Eğer halinizden memnunsanız, Döblin’den uzak durun.”
Günter Grass

berlin aleksander meydanı
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 20

Körleşme

Yazar: Elias Canetti
Çevirmen: Ahmet Cemal
Yayınevi: Sel Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 565

Dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olduğu tartışmasız kabul edilen Körleşme, Almanya’da edebiyatın, politikanın kirli gölgeleri altında yitip gitmeye yüz tuttuğu bir dönemde yazılmıştır. Ancak, Elias Canetti kurguladığı zaman ve mekân, kullandığı dil ve üslup, karakterlerindeki soyutlamanın isabetliliği ve bunları aktarmadaki başarısı sayesinde sınırları aşmış, evrenselliğin en üst boyutlarına ulaşmıştır.

Çoktandır kendi fildişi kulesine çekilmiş bir aydının trajedisinde cisimleşen Körleşme, insanoğlunun kendi eliyle kurduğu, sonra da kendisine yabancılaşmış, düşman kesilmiş bulduğu dış çevreyi, son derece özgün bir biçimde ve en uçta sayılabilecek araçlarla tasvir etmeyi başarıyor.

İnsanın gerçeklik karşısında ne ölçüde körleşebileceğini, her dönemde ve her toplumda rastlanabilen “aymaz” aydın karakterinde ustalıkla yansıtan Canetti, düşünce ile gerçeklik arasındaki kopuşun hikâyesini anlatırken yarattığı dehşet atmosferiyle okuru derinden sarsıyor.

körleşme
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 21

Ay ve Şenlik Ateşleri

Yazar: Cesare Pavese
Çevirmen: Rekin Teksoy
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 160

Yaşamını 42 yaşında bir otel odasında kendi eliyle nok­ta­­la­yan, çağdaş İtalyan edebiyatının büyük us­tası Ce­sare Pavese, 1949 yılının eylül-kasım ayları arasında yazdığı Ay ve Şenlik Ateşle­ri’nde, kalemiyle yarattığı dünyayla, kendi geç­mi­şiyle ve okur­larıyla hesap­la­şıyor. Amerika’da para-pul sahibi olduktan son­ra, İkinci Dün­ya Savaşı’nın ertesinde doğduğu köye dö­nen Anguilla, çocuk­luğunun öykülerine, kişilerine dö­ner ve dire­niş­çilere ihanet et­tiği için öldürülen genç bir kızın ölüsünün ya­kıldığı ateş, aynı zamanda geçmişin de külleri­ni savuran bir şenlik ateşine dö­nüşür. En olgun yapıtı sayılan bu son romanında Pa­vese benzersiz bir doğa sevgisini, kırsal kesi­min ahlak anla­yı­şı­nı ve yazgıya karşı koymanın anlamsızlığı­nı vurguluyor. Ay ve Şen­lik Ateşleri, öz­lemlerin ve yürek burkan bir hüznün romanı.

ay ve şenlik ateşleri
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 22

Özgür İnsanlar

Yazar: Halldor Laxness
Çevirmen: Osman Yener
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 511

Nobel edebiyat ödüllü İzlandalı şair ve romancı Halldór Laxness, Özgür İnsanlar’da, bağımsızlığına düşkün bir halkı, bir çiftçinin destansı hayat mücadelesi üzerinden anlatıyor.

Bjartur, on sekiz yıl boğaz tokluğuna çalıştığı toprak ağasından satın aldığı çiftliğinde, karısı, çocukları, köpeği ve koyunlarıyla doğaya, tacirlere ve hurafelere meydan okuyan, adeta kendi dünya savaşını veren yoksul bir çiftçidir. İşler bir türlü istediği gibi gitmez ama her defasında ayağa kalkmayı, mücadeleye bıraktığı yerden devam etmeyi başarır.

Laxness’in, başına buyruk, inatçı Bjartur’a ve çevresindekilere duyarlı, sevecen bir dille hayat verdiği satırlar, Jomsviking baladlarından Eddalara, kadim İzlanda sagalarının izinden yürüyor. Özgür İnsanlar, her çeşit tahakküme başkaldıran, her zorluğu yenmeye kararlı bir insanın epik, kimi zaman da komik sergüzeştini anlatan, çağların ve mekânların ötesine uzanan, büyüleyici bir klasik.

“Laxness’ın hayalgücü, sembol ve anlatım konusundaki yeteneği büyük şairleri akla getiriyor… Bjartur, köylülerin özgürlüğünün karmaşık ve büyüleyici bir sembolü.”
The New York Times Book Review

özgür i̇nsanlar
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 23

Austerlitz

Yazar: W. G. Sebald
Çevirmen: Gülfer Tunalı
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 268

W. G. Sebald’in, 2001 yılında 57 yaşındayken geçirdiği bir araba kazası sonucunda ölmeden önce yayınlanan son yapıtı Austerlitz, kendi kökenini keşfetmeye girişen akademik kariyer sahibi Jacques Austerlitz’in izini sürüyor. Vatanından, dilinden ve adından koparılan bir köksüzün, yersiz yurtsuzun öyküsünü anlatan Austerlitz, bir ebedî gezginin her uğrakta bıraktığı izleri adım adım takip eden bir anlatı.

Borges, Calvino, Thomas Bernhard, Nabokov ve Kafka’yla aynı soydan sayılan Sebald, her yapıtında kendi dünyasını yaratmayı başaran bir yazar. Austerlitz de, gerçeği hayalle harmanlayan, tarihle bugünü çakıştıran, estetiği bir an olsun elden bırakmayan olağanüstü bir belgesel. “Yaşamöyküleri koleksiyoncusu” Sebald’den, Göçmenler ve Satürn’ün Halkaları’ndan sonra bir başyapıt daha…

Alman edebiyatının benzersiz yazarı Sebald, ülkesinin II. Dünya Savaşı’ndan sonraki unutkanlığına meydan okuyor; geçmişin izlerini sürerek toplumun belleği olmayı üstleniyor.

austerlitz
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 24

İsa Bu Köye Uğramadı

Yazar: Carlo Levi
Çevirmen: Güzin Molo
Yayınevi: Aylak Adam
Sayfa Sayısı: 312

Bazı hikâyeler vardır, yaşadığımız hiçbir şeyin sadece bize özgü olmadığını, evrensel deneyimler olduğunu çok net anlatır. Carlo Levi, faşizm karşıtlığından dolayı sürgün edildiği Güney İtalya’daki bir köyde başına gelenleri, köylülerin çektiği yoksulluğu ve kurtulamadıkları önyargıları incelikli bir dille anlatıyor.

Türkiye’de Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban, Rusya’da Mihail Şolohov’un Uyandırılmış Toprak romanlarında okuduğunuz köylüye benzer saflığı, yoksunluğu ve yabancıya karşı önyargıyı İtalyan köylüsünde de gördüğünüz zaman, konunun coğrafyayla sınırlı olmadığını anlayabilirsiniz. İsa Bu Köye Uğramadı’da Levi’nin kendi yaşantısından yola çıkarak anlattıklarını şaşkınlıkla okuyacak; o zamandan bu yana neredeyse hiçbir şeyin değişmediğini fark edeceksiniz.

i̇sa bu köye uğramadı
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 25

Tatar Çölü

Yazar: Dino Buzzati
Çevirmen: Hülya Tufan
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 232

İç karartıcı Bastiani Kalesi’ne vardığında genç teğmen Giovanni Drogo tarifsiz bir sıkıntıya kapılır. İlk görev yeri olan bu kaleyi bir gece bile kalmadan terk etmeyi ister, ama harekete geçemez. Sonunda en fazla dört ay kalabileceğine karar verir. Alışkanlıkların uyuşturucu etkisi, askerlik gururu, gündelik ritüellerle dolan bir hayat boşluğuna bağlanması ve Tatar Çölü’nün vahşi cazibesi bu dört ayı yıllara çevirir. Giovanni Drogo kimsenin gelip geçmediği, öte tarafında ne olduğunu, kimlerin yaşadığını bilmediği bir çöl sınırını beklemeye bırakır kendini.

Ünlü İtalyan yazar Dino Buzzati’nin ilk romanı olan Tatar Çölü, hayatın anlamını ve insanın kaderine teslim olmasını sorgular. Kafka, Sartre ve Camus’nün değişik biçimlerde uğraştığı bu sorgulamayı kurgulayan Tatar Çölü, çağımızın önemli eserlerinden biridir.

tatar çölü
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 26

Buddenbrooklar

Yazar: Thomas Mann
Çevirmen: Kasım Eğit, Yadigar Eğit
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 832

Thomas Mann’ın ilk romanı Buddenbrooklar, Kuzey Almanya’da tahıl ticaretiyle uğraşan burjuva bir ailenin birkaç nesil boyunca yaşadıklarına odaklanır. Doğumlar, evlenmeler, boşanmalar, hastalıklar, ölümler, başarılar ve başarısızlıklarla Buddenbrooklar, değişen topluma ve bu yeni toplumun yaşam koşullarına ayak uyduramayan geleneksel bir aile tablosu çizer. Roman, bu ailenin kaçınılmaz çöküşe doğru hızla yol alışını öyküler.

Bir dönemin burjuvazisinin kaybolan değerlerine ağıt niteliği taşıyan Buddenbrooklar’ı Thomas Mann 1900 yılında, 25 yaşında kaleme aldı. 1929’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Mann’ın bu dev eseri, modern edebiyatın klasikleri arasındadır.

thumbnail
Önerilen Yazı
Buddenbrooklar Hayranlarına 15 Kitap Önerisi
buddenbrooklar
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 27

Hadrianus’un Anıları

Yazar: Marguerite Yourcenar
Çevirmen: Nili Bilkur
Yayınevi: Helikopter
Sayfa Sayısı: 200

Bir imparator. Öyle sıradan biri de değil. Hadrianus. Edirne’yi kuran adam. Londra’daki son sergide, British Museum’da, Türkiye’deki Sagalassus yani Burdur’un Ağlasun ilçesindeki kazılarda çıkan bir heykeli de sergilendi. Sadece ayağı 80 santimetre idi. Anlayın. Büyük imparator.

Ama ben bu büyük imparatorların nasıl adamlar olduğunu hep merak etmişimdir. Düşünsenize, dünyanın en büyük gücü elinizde. Ne yaparsınız? Kendinizi kaybedip, hubris’e, yani çılgınlığa mı kapılırsınız, yoksa, ne yaparsınız? Tek lafınızla adamların kaybolabildiği, keyif için şehir yaktığınız, herkesin ayağınıza kapandığı dönemlerden söz ediyorum. Hayâl etmesi bile bana zor gelirken, işte çıkıyor biri, mesela Yourcenar, kalakalmış tüm tarihsel belgeleri, bilgileri didik didik ediyor ve bir roman yazıyor. Elbette, Hadrianus bu değil. Bu, Yourcenar’ın Hadrianus’u.

Ve işte görkem de burada başlıyor: Bir imparatorun günlük çilelerini, acılarını, düşüncelerini düşünmeye çalışan bir yazara eşlik ediyorsunuz. Stoacı felsefe izi var mı? Belki. Hele de Hadrianus’tan sonra imparator olacak olan, ve romanın bir mektup gibi kendisine yazıldığı Marcus Aurelius’un Anılar’ını düşünürsek. Okuyun, imparator neye benzermiş, bir düşünün derim.
LY

hadrianus'un anıları
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 28

Zeno’nun Bilinci

Yazar: Italo Svevo
Çevirmen: Neyyire Gül Işık
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 488

Svevo’nun başyapıtı sayılan, onun tüm deneyimlerini özetleyen, ulaşabildiği tüm gerçeği dile getiren Zeno’nun Bilinci, yarıda kalan bir ruhbilimsel çözümlemenin öyküsüdür. Savaşın patlaması endüstri etkinliklerine zorunlu bir kısıtlama getirerek Svevo’nun kendini yazına adayabilmesine olanak yaratır. İtalyan ordusunun Trieste’ye girmesinden dört ay sonra tamamladığı Zeno’nun Bilinci çeyrek yüzyıllık bir aradan sonra 1923’te yayımlanır. Bireyin yalnızlığının ve toplum içindeki iflasının psikolojik incelenmesidir bu roman.

“Öykü fazlasıyla kişiye özel, dolaylı, fazlasıyla ayrıntılı başlar, yavaş yavaş Zeno’nun kişiliği, ruh yapısının gelişmesi, olaylarla etkileşimi izlenir. Anlatım yer yer beklenmedik genellemelerle özel koşulların sonucu olan öznel düzlemden, insanoğlunun varoluş koşullarını içeren evrensel düzleme kaydırılır. Bu koşullar sağlıklı mıdır, değil midir? Sorun budur. Yaşam düpedüz bir hastalık mıdır ya da hastalık sanılan şey yaşamın kendisi midir? Nedir Zeno’nun çözümsüz hastalığı? “Yaşama illeti” mi? Zeno geçmişine eğilir, ömrü boyunca illetinden kurtulmaya çabalarken başvurduğu birbirinden zavallıca bin bir çareyi incecik, zehir gibi bir alayla sıralar. Ve sonunda iyileşir… mi acaba?”
Neyyire Gül Işık

zeno’nun bilinci
drina köprüsü hayranlarına 13 kitap önerisi 29

E-Bülten Abonesi Olun

En yeni içeriklerimizden ilk sizin haberiniz olsun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Gizlilik politikamızda daha fazlasını okuyun.
Lütfen spam klasörünü kontrol edip güvenli olarak işaretleyin.

İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yazar Hakkında

2017 yılının Aralık ayında kurulan ve farkındalık yaratmak amacıyla gönüllülerin oluşturduğu bir topluluk.

Yorumunuzu Bekliyoruz