Kalan. Evet, kaldım. Zor okudum.
O adam gibi ben de o anda kaldım. Gidemedim bir yere. Hep o zamanı yaşadım. Düzelebilir mi dedim. Hayır, düzelmedi.
Eksik olan kısım neresiydi bilmiyorum. Halbuki çok güzel başlamıştı. Belirsizlikleri severim.
Nasıl bir kaza geçirdiğini bilmediğimiz bir karakter ile çıkıyoruz yolculuğumuza. İlerliyoruz adım adım. Tabii doğal olarak pek bir şey hatırlamıyoruz. Her şey yavaş yavaş geliyor gözlerimizin önüne. Kimisi tam, kimisi bölük pörçük.
Üzgünüm hikayeyi anlattığım için.
Kurgu başta güzel gelse de ortalarından sonra sıkmaya başladı. Kendisini çok tekrarladığını düşünüyorum. Bir yere kadar çok iyi ilerliyordu hikaye. Ama şu apartman arama kısmından sonra sarpa sardı. Ayağımız orada bir tökezledi ki sormayın. Toparlayamadık bir daha.
Bu kadar ilginç bir konuyu bu kadar sıkıcı bir şekilde anlatması çok düşündürücü. Kitabın sayfa sayısını mı dert etti yoksa bu şekilde okuyucuyu gerçekten bezdirmek mi istedi bilemiyorum. Kendini tekrarladığı kısımları kitaptan çıkarsak çok daha iyi bir şekilde okunup anlatılacak bir kitap olur.
Kalan, bizim kaybettiklerimizden, unuttuklarımızdan yetinebileceğimiz kadarıyla yaşamanın nasıl bir şey olacağını anlatmak istiyor aslında. Kahramanımız geçirdiği kazadan sonra ezbere gittiği yolları, komşularını, geçmişini ve bunun gibi şeylerin bir kısmını unuttuğu için aklında ve elinde kalanlarla kendisine tekrar eskisi gibi bir hayat kurmaya çalışıyor. Evet, bu yüzden diyorum aslında konu çok ilgi çekici.
Düşünsenize bazen kolaylıkla yaptığınız bir şeyi bile şu an bırakın yapmayı hatırlamıyorsunuz bile. Ne kadar zor bir durum değil mi? İşte bir bebek gibi bazı şeyleri en baştan öğrenmeye çalışıyor bizim kaza geçiren kahramanımız. Başarılı da oluyor. Zengin bile oluyor ama takıntısının önüne geçemiyor ve beni bu durum çok sıkıyor. Ah ah, gerçekten güzel bir roman ama ne yazık ki sıkıcı olan yerleri var. Ne çok yerdim değil mi? Siz bakmayın bana. Bir şans verin yine de.
Kötü bir deneyim olmadı ama hayal kırıklığı yaşadığım bir roman oldu benim için Kalan. Ya çok büyük bir beklentiyle okudum kitabı ya da gerçekten tekrarları çok sıktı.
Tom McCarthy hep merak ettiğim bir yazardı. Ama onu “Kalan” ile tanıdığım için çok üzgünüm. Ama bu adamı okuyacağım. Sırada C var.
Kitapla kalın.
“Saflarını sıklaştırmış şehrin bir yandan kararıp bir yandan parlamasını seyrederken yaşadığım dışlanmışlık hissi şehri renklendirmişti.”
“Ben hep sahici olmayan biri olmuştum. Kazadan önce bile Robert de Niro gibi sokakta yürüyor olsam, sigaramı onun gibi yaksam ve hatta ilk denemede yakmayı başarsam, yine de şöyle düşünürdüm: İşte ben, tıpkı bir film karakteri gibi bir yandan sokakta yürürken bir yandan da sigara içiyorum. Anlatabildim mi? İkinci el. Filmdeki insanlar bunu düşünmüyor. Onlar sadece işlerini yapıyorlar, gerçek olanı, hiçbir şey düşünmüyorlar. “