Natsume Soseki Kitapları. Natsume Soseki, 9 Şubat 1867 tarihinde doğmuş ve Japonya, 9 Aaralık 1916 tarihinde vefat etmiştir.
Natsume Soseki Japon, İngiliz edebiyatı uzmanı ve yazardır. Uluslararası alanda sınırlı çevirileri dışında tanınmasa da, Japon-Rus Savaşı sonrası Japon Çağdaş Romanına damgasını vurmuş en önemli yazardır. Batılı roman geleneği ile Japon geleneksel yazı geleneğini birleştirerek orijinal bir üslup kurmayı başardı.
Kendisinden sonra gelen Akutagawa Ryunosuke gibi önemli yazarları büyük ölçüde etkiledi.II. Dünya Savaşı sonrası Kawabata Yasunari, Yukio Mishima ve Kenzaburo Oe gibi uluslararası çapta üne kavuşan yazarların temel kültürel kaynaklarından biri olduğu söylenebilir.
Türkçeye Küçük Bey adıyla çevrilmiş olan, önemli eserlerinden Bocchan’da çocukluğunda, yaramaz ve başına buyruk olan bir matematik hocasının taşra kasabasına matematik öğretmeni olarak gidişini ironik bir üslupla anlatır. Bu yapının arkasında ise Japonya’nın batılılaşması ve sömürgeci ülke konumuna gelmesine yönelik ince satirik öğeler gizlenmektedir.
Natsume Soseki Kitapları
Madenci
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Sinan Ceylan
Yayınevi: Jaguar Kitap
Sayfa Sayısı: 216
“Burası cehenneme açılan kapıdır. Girebilecek misin?”
Madenci’nin isimsiz anlatıcısı, kafasında tehlikeli düşünceler ve ayağında hasır sandaletlerle ormanda yürürken, hiç tanımadığı Çozo’nun “İş lazım mı genç adam?” çağrısına kulak verir. Bu sese niye karşılık verdiğini pek anlayamaz aslında, neden sonra “Ne tuhaftır ki insan ruhu sonsuzluğa sürüklenmeye hazır da olsa, birisi seslenince hâlâ bir yerlere bağlı olduğunu fark ediveriyor,” diyerek açıklar bu durumu. Fakat tuhaflıklar bununla sınırlı kalmaz ve kendisini Çozo’nun ardından bakır madenine doğru giderken bulur. Tokyolu kibar bir ailenin iyi yetişmiş çocuğu, kir pas içindeki işçilerin yanında yaşamaya başlar artık. Ve sıra, maden ocağı ile tanışmaya gelir.
1908’de yayımlandığında, hem konu hem de anlatım tekniği açısından zamanının oldukça ilerisinde bir roman olan Madenci, birçok edebiyat tarihçisine göre Beckett ve Joyce’un modernist ve absürt ögelerini fazlasıyla barındıran bir yapıt.
“Natsume Soseki, Japonya’nın en büyük modern romancısıdır. […] Yüz yıldan fazla bir zaman önce yazılmış olan bu romanı, sanki bugün yazılmış gibi okuyabildiğimi bilmek ve bundan derinlemesine etkilenmek beni inanılmaz mutlu ediyor.”
Haruki Murakami
Ben Bir Kediyim
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Emre Alagöz
Yayınevi: Panama Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 576
“Ben bir kediyim. Bazılarınız, ‘Nasıl olur da sıradan bir kedi, sahibinin düşüncelerini böyle derinlemesine analiz edebilir?’ diyorsunuzdur. Bu tür şeyler bir kedi için çocuk oyuncağıdır. İşitme hassasiyetimin ve karmaşık şeyleri düşünebilme yeteneğimin yanı sıra insanların düşüncelerini de okuyabilirim. Bu meziyetleri nasıl edindiğimi sormayın. Yöntemlerim sizi alâkadar etmez.”
Japon edebiyatının en özgün ve en unutulmaz eserlerinden biri olan Ben Bir Kediyim; sevilmeyen, istenmeyen ve tüm zamanını insan doğasını gözlemlemek için etrafta gezinerek geçiren bir kedinin yaşamına girmemizi sağlıyor. Onun gözünden iş adamlarının, öğretmenlerin, bilim insanlarının, hükümdarların, Zen rahiplerinin veya sıradan insanların kişilik ve yaşamlarından kesitlere şahit oluyoruz.
Bir yandan dönemin gündelik yaşantısı ve toplumsal koşullarıyla ilgili bilgi sahibi olurken, diğer yandan da yazar Natsume Sōseki’nin Çin felsefesiyle yoğrulmuş kaleminden bilgece bir dünyaya adım atıyoruz. Çeşit çeşit karakter çözümlemeleri içeren Ben Bir Kediyim’de, Sōseki’nin kinayeli ve eleştirel anlatımı sayesinde herkes kendinden ve çevresindeki insanlardan birer parça bulacak.
Sanşiro
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Alper Kaan Bilir
Yayınevi: Maya Kitap
Sayfa Sayısı: 272
Modern Japon romanının en önemli temsilcilerinden Natsume Sōseki’nin ince mizah ve sonsuz masumiyetle örülü bu romanı, 23 yaşındaki Sanşiro’nun yaşadığı küçük yerden ayrılıp üniversite için Tokyo’ya gitmesiyle başlıyor. Şehrin kalabalığı, yeni insanlar, akademik çevreler ve hepsinden önemlisi kadınlar arasında Sanşiro, yaşamını zenginleştirmenin yollarını arıyor.
Sanşiro, ilk aşk, gelenekler, modernleşme ve yaşlılığın alaycılığına karşı gençliğin idealizmini anlatırken, arka planda da dönemin sosyal ve kültürel yapısına getirdiği eleştirileri okuruna sunuyor.
“Sanşiro, benim en sevdiğim kitaplardan biri.”
Haruki Murakami
Gönül
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Bilal Ünal
Yayınevi: Maya Kitap
Sayfa Sayısı: 232
İki isimsiz karakter arasında gelişen incelikli ve dokunaklı dostluğun hikâyesi…
Genç bir üniversite öğrencisi, tatil yerinde tanıştığı ve “hocam” diye söz ettiği adamla günden güne güçlenen bir dostluk kurar. Yıllardır taşıdığı sırrın ağırlığıyla kendini dış dünyaya ve hayata kapatan hoca, yavaş yavaş genç dostuna içini dökmeye başlar. Natsume Soseki, bu iki karakterin ilişkisini ve gencin hocasını anlama çabasını anlatırken yirminci yüzyılın başlarında Japonya’da gerçekleşen kültürel değişimin sonucunda doğan kuşaklar arası farklılıklara da ışık tutuyor.
Dostluklar, aile ilişkileri ve insanı ebedi yalnızlığından kurtarabilecek her şeyi irdelerken insanoğlunun karmaşık ruhsal durumuna unutulmayacak bir incelikle yaklaşıyor.
“Natsume Soseki, modern Japon romancılığının sembol ismi.”
Haruki Murakami
Üç Köşeli Dünya
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Burcu Erol
Yayınevi: Konu Kitap
Sayfa Sayısı: 312
Üç Köşeli Dünya’da şehir hayatından uzaklaşan bir sanatçının dağlara doğru yaptığı yolculuk anlatılıyor. Soseki’nin poetikasına dair belirgin izler taşıyan eser tam anlamıyla bir arayış hikâyesi. Anlatıcı şiiri, resmi ve kendi benliğini arıyor. Sanatı ve hayatın özünü kavramaya çalışan Natsume Soseki, Doğu ve Batı felsefelerini de anlatısında ustaca harmanlıyor.
“Soseki modern Japon yazarlarının/roman yazarlarının temsilcisi, ulusal kimliğin gerçek bir figürü.”
Haruki Murakami
“Modern zamanların en büyük Japon romancısı.”
Sunday Telegraph
“En yüksek standartlarla sınanmış bir yazar. Eserleri bütün büyük yazarların çizgisinin ötesinde tamamen yeni ve bireysel bir gerçeklik sunuyor.”
Spectator
Küçük Bey
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Esranur Yiğit & Esmanur Yiğit
Yayınevi: Maya Kitap
Sayfa Sayısı: 160
“Dünyada türlü türlü insan var. Mesela Soytarı Noda, davet filan beklemeden yanınıza oturuverir. Oklu Kirpi, kendisi olmasa Japonya’nın krize gireceğini sanır. Kırmızı Gömlek züppeliği tekeline aldığını sanır. Müdür Porsuk kendini eğitim timsali olarak görür. Hepsinin de kendi dünyası vardır. Hepsi de kendi dünyasının kralıdır. Ama Profesör Yeşil Balkabağı gibi alçakgönüllü biriyle ilk kez karşılaşıyordum. Hep başı eğik geziyordu. Kimse onun farkında değildi. Evet, solgun ve tomul bir yüzü vardı ama iyi bir insandı. Aklı başında hiçbir kız onu Kırmızı Gömlek için terk etmezdi. Ama Madonna şıllığın tekiydi. Oysa düzinelerce Kırmızı Gömlek, bir Yeşil Balkabağı etmezdi.”
Taşradaki küçük bir okulda, dünyaya herkesten daha farklı bakan genç bir öğretmenin düzene karşı isyanı…
Küçükbey, ailesi tarafından pek sevilmeyen, utanç kaynağı gibi görülen bir gençtir. Ona tüm kalbiyle bağlı olan ve gelecekte iyi şeyler yapacağına inanan tek kişi, yaşlı bir kadın olan hizmetçileri Kiyo’dur. Annesi ve babasının ölümünden sonra ağabeyiyle de yolları ayrılan Küçükbey, bir okulda matematik öğretmeni olarak iş bulur.
Saf biridir, söylenen her şeye kolayca inanır; öte yandan kibirlidir, kimseyle arkadaş olamaz. Bu sırada diğer öğretmenlerin entrikalarıyla öğrencilerin şakalarının hedefi haline gelir.
Japonya’nın en çok okunan romanlarından olan Küçükbey, her şeyin dürüstlükle yapılması gerektiğini düşünen genç bir adamın gerçek dünyayla tanışmasını mizahi bir üslupla anlatan, kolay kolay unutulmayacak bir roman.
Cam Kapının Ardı
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Zeynep G. Baloğlu
Yayınevi: Africano Kitap
Sayfa Sayısı: 146
Modern Japon edebiyatının öncü isimlerinden Natsume Sōseki’nin öykü tadında anıları, ilk kez Türkçede…
1867 – 1916 yılları arasında yaşamış olan Natsume Sōseki, kısacık ömrüne, her biri dünya edebiyatına mâl olmuş haiku, roman, öykü ve makaleler sığdırdı. Asıl adı Natsume Kinnosuke olan yazar, eserlerinde Sōseki (İnatçı) mahlasını kullanmıştır. Sōseki, Asahi Gazetesi’nde tefrika edilen yazılarında, çocukluğundan yıllarından başlayarak kendisine, ailesine ve yakınlarına dair anılarını kaleme aldı. Her biri öykü tadında otuz dokuz yazı Sōseki’nin içtenlikli, derin, naif ama bir o kadar yalın iç dünyasını gözler önüne seriyor.
Bahçemdeki ağaca konan bülbüller, özgürce söylüyorlar şarkılarını. Ve bahar rüzgârı, saksıdaki orkidenin yapraklarını sallamayı sürdürüyor. Kedim, yarı uyur yarı uyanık güneşin tadını çıkarıyor, vücudundaki sokak kavgası yaralarına aldırmadan. Az önce bahçede çığlık çığlığa top oynayan çocuklarım toplanıp sinemaya gitmişler bile. Ev sessizliğe, kalbim huzura gömülüyor. Cam kapıyı açıyorum ve izin veriyorum sessiz bahar güneşinin verandaya dolmasına. Baharın müjdecisi ılık güneşle noktalıyorum yazımı. Şimdi yanaklarımı ellerime yaslayıp şöyle rahat bir uyku çekebilirim verandamda…
On Gece Düşleri
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Zeynep G. Baloğlu
Yayınevi: Africano Kitap
Sayfa Sayısı: 96
Modern Japon edebiyatının dev ismi Natsume Soseki, Türkçeye ilk kez çevrilen On Gece Düşleri’ndeki öyküleri ile okurlarını, tüm eserlerinde gördüğümüz eşsiz hayal dünyasının bambaşka bir köşesine davet ediyor. Yazarın gerilim – fantastik unsurlarla biçimlendirdiği öykülerini Türkçeye Zeynep Gençer Baloğlu kazandırdı. Kitabın sonuna eklenen tamamen bağımsız on birinci öykü Tuhaf Bir Ses ise yayımcının hoş bir sürprizi olarak kabul edilebilir.
“Dudaklarım yaprakta, gözümü hafifçe kaldırıp göğe baktığımda enginliklerdeki Çoban Yıldızı’nın bize göz kırptığını görüyorum. O an fark ediyorum ki kızıl güneş sayısız kez doğmuş, sayısız kez batmış ve yüz yıl gelip geçivermiş.”
“Etrafımdaki eşyalar bir görünüyor bir kayboluyor. Ama odaya uğramayan tek şey yıllardır peşinden koştuğum, arayıp da bulmaya çalıştığım ancak bir türlü bulamadığım hiçlik.”
Tuhaf Bir Ses’ten…
“Tam uykuya dalmak üzereydim ki sıçrayarak uyandım. Yan odadan tuhaf sesler geliyordu. İlk başta bu garip sesin neye benzediğini ve nereden geldiğini anlayamamıştım ama biraz kulak kabartınca yan taraftan geldiğine emin oldum. Biri odada wasabi mi desem daikon mu desem bir turp rendeliyordu sanki. İyi de gecenin bu saatinde turpla kimin ne işi olurdu ki?.. Bu arada söylemeyi unuttum, bir hastane odasındaydım ve bütün o garip sesler, yandaki hasta koğuşundan geliyordu.”
Ardından
Yazar: Natsume Soseki
Çevirmen: Habibe Salğar
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 312
“… Sen bana gülüyorsun. Ve ben sana gülemiyorum. Hayır, gülmek istiyorum ama toplum yapamayacağımı söylüyor, öyle değil mi?”
Japonya’nın ülke dışında en tanınmış ve en saygı duyulan yazarlarından biri olan, Ben Bir Kediyim, Gönül ve Madenci gibi eserlerin yazarı Natsume Soseki, ilk defa Türkçeye çevrilen Ardından’da birincil arzusu “pek bir şey yapmamak” olan Oblomovvari bir karakterin, Daisuke’nin trajikomik hayatını anlatıyor.
Varlıklı bir ailenin aylak evladı Daisuke, hem Meici dönemi sonundaki değişimlerle hem de hayattaki amacı ve kişiliğiyle dertleri olan genç bir adamdır. Günlerini ona tahsis edilen evinde kitap okuyarak, kafelerde vakit öldürerek ya da sokaklarda dolaşarak geçiren Daisuke’nin hayatı, uzun süredir başka şehirde yaşayan arkadaşı Hiraoka dönünce ve onun eşi Miçiyo’ya olan ilgisi tehlikeli bir aşka doğru evrilince tekdüzeliğini kaybeder.
Daisuke, bir yandan onu toplumsal normlara uygun bir yaşam sürmeye zorlayan ailesine karşı kişisel özgürlüğünden ve bağımsız hayatından ödün vermemeye çabalarken diğer yandan da Miçiyo ve Hiraoka’yla girdiği, benliğiyle çelişen umutsuz durumdan yakasını sıyırmaya çalışır.