Emma, “… Bu bitirilmemiş ve aslında önemsiz hikâyede Austen’ın büyüklüğünün bütün unsurları yer alır. Bu hikâye edebiyatın tüm kalıcı niteliğini içerir. Yüzeydeki canlandırmayı, yaşama benzerliği bir yana bırakın, geriye çok daha derin bir haz, insani değerlerin eşsiz bir biçimde öne çıkarılması kalır.”
Emma
Yazar: Jane Austen
Çevirmen: Nihal Yeğinobalı
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 480
Jane Austen 1815’te 39 yaşındayken tamamladığı Emma’nın en sevdiği romanı olduğunu söyler. Bir taşra kasabasındaki üç genç kızın gerçek aşkı arayışını anlatan roman, bir yandan insan yaradılışının zayıf yönlerini, bir yandan da XIX. yüzyıl İngiliz toplumunun katı ve ikiyüzlü geleneklerini sorgular, inceden inceye alaya alır.
Kendisini bir minyatür sanatçısı olarak gören Austen’ın dehası sağlığında anlaşılamamıştır. Oysa yıllar sonra İngiliz edebiyatının mihenk taşlarından Virginia Woolf, Austen ve Emma için şunları kaleme alacaktır:
“… Bu bitirilmemiş ve aslında önemsiz hikâyede Austen’ın büyüklüğünün bütün unsurları yer alır. Bu hikâye edebiyatın tüm kalıcı niteliğini içerir. Yüzeydeki canlandırmayı, yaşama benzerliği bir yana bırakın, geriye çok daha derin bir haz, insani değerlerin eşsiz bir biçimde öne çıkarılması kalır.”
Yeşilin Kızı Anne
Yazar: Lucy Maud Montgomery
Çevirmen: Türkan Çolak
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Yeşil Ev’in sahipleri Cuthbert kardeşler bahçedeki işlere ve hayvanların bakımına yardımcı olması için yetimhaneden bir oğlan çocuğu evlat edinmeye karar verirler. Kendilerine aracı olan kişi mesajı yanlış iletince büyük bir sürprizle karşılaşırlar. İstasyonda bir oğlan çocuğu yerine kızıl saçlı, çilli, iri mavi gözlü, sıska bir kız beklemektedir. Sorunlarla baş edemeyecek kadar çekingen Matthew Cuthbert kızı çaresizce eve götürürken yolda çocuğa içi ısınır. Ancak kuralcı ve soğuk kız kardeşi Marilla Cuthbert bir oğlan çocuğu yerine karşısında sıska, çilli Anne’i görünce hemen duruma itiraz eder. Marilla’nın fikrini değiştirmesi kolay olmayacaktır.
Geldiği yerin doğasına, yeşilliğine, sularına, gizemli havasına hayran kalan ve oraya yerleşeceği için çok umutlanan Anne önüne çıkan çetin engellerle kendi yöntemleriyle mücadele etmeye başlar. İçindeki doğa ve hayat sevgisi kendi yaşamına sımsıkı tutunmasını sağlasa da her dönemeçte farklı zorluklarla baş etmek zorunda kalır.
İlginizi Çekebilir: Anne With “E”
Profesör
Yazar: Charlotte Bronte
Çevirmen: Gamze Varım
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Gençlik yıllarında Brüksel’de mürebbiyelik ve İngilizce öğretmenliği yaptı. Romanlarında, özellikle Profesör’de bu yıllardan kalan derin izlere rastlanır. Eserlerinde kadın erkek ilişkileri, evlilik ve dostluk hakkında düşüncelerini derin bir duyarlık ve dokunaklı bir dille aktardı. Charlotte Brontë 1847’de yayımlanan ilk romanı Jane Eyre ile tanındı. Bu eseri 1849’da Shirley ve 1853’de Villette izledi. Yazdığı ilk roman olan Profesör ise yazarın ölümünden iki yıl sonra 1857 yılında eşinin onayı ile basıldı.
Northanger Manastırı
Yazar: Jane Austen
Çevirmen: Nagihan Çakır
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 296
Jane Austen’ın yirmili yaşlarında yazdığı ama ölümünden sonra, 1818’de İkna ile beraber yayımlanan ilk romanı Northanger Manastırı’nda gösterişsiz, güzel bir kız olan Catherine Morland, genç, yakışıklı vaiz Henry Tilney’ye âşık olur. Henry’nin babası, Catherine’i varlıklı biri sandığı için kızı Northanger Manastırı’na çağırır. Birçok Gotik roman okumuş olan, hayal gücü geniş Catherine, manastıra geldiğinde burayı kâbuslardan çıkma bir yer gibi görür, yanlış anlaşılmalar biriktikçe her şey içinden daha da çıkılmaz bir hal alır.
Saatlerin seri üretimiyle beraber kullanımının da arttığı, bu nedenle de zaman algısının değiştiği, dakikliğin daha da önem kazandığı bir dönemi yansıtması ve on dokuzuncu yüzyıl İngiliz orta sınıfının iyi bir tasvirini yapmasıyla da dikkat çeken Northanger Manastırı, Jane Austen’dan ahlaka, insan doğasına dair hem renkli bir komedi hem de iğneleyici bir eleştiri.
“Austen’ın, Northanger Manastırı eseri, yaşadığı dönemin ‘yapmacık’ romanları diye gördüğü şeye karşı muzip bir cevabıydı: Mükemmel erkek, kadın kahramanlar ve düşmanlar yerine hatalı, olay örgüsünün isteklerine göre değil, doğal hareket eden üç boyutlu karakterler yazmıştı.”
Jo Baker
Middlemarch
Yazar: George Eliot
Çevirmen: Ünal Aytür
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 952
Kendi döneminde kadınların hapsolmaya zorlandığı fantezi dünyası yerine sıradan insan hayatının karmaşasını gözler önüne seren George Eliot, İngiliz edebiyatının başyapıtlarından biri olan Middlemarch’ta bireysel trajediler, küçük başarısızlıklar, küçük zaferler, sıkıntılı evlilikler ve seçimlerin önemi gibi meselelerle aslında sadece bir kasabanın sakinlerine değil, tüm insanlığa ışık tutuyor.
Umutsuz bir evlilik yapan Dorothea, yanlış seçimlerinin bedelini ödeyen genç doktor Lydgate, kimsenin sevmediği Bulstrode, hayal kırıklıklarıyla savaşan Fred Vincy ve daha nicesi. İdealizmin, hayal kırıklıklarının, aldatılmanın, sadakatin, engelleri aşmaya çalışan evliliklerin klasikleşen romanı Middlemarch’ı Ünal Aytür’ün özenli çevirisiyle yayımlıyoruz.
İlginizi Çekebilir: “Middlemarch” Hayranlarına Okuma Önerileri
Wildfell Konağı Kiracısı
Yazar: Anne Bronte
Çevirmen: Mehtap Gün Ayral
Yayınevi: Yedi Yayınları
Sayfa Sayısı: 449
Wildfell Konağı’nın yeni kiracısı Helen “Graham” küçük yaştaki oğluyla kasabaya taşındığında esrarengiz hayatı ve göz kamaştırıcı güzelliğiyle dikkatleri üzerine hemen çeker, özellikle de Gilbert Markham’ınkini. Resim yaparak geçimini sağlayan, geleneksel fikirlere karşı çıkan Helen, kısa sürede kırsal bölgenin gündelik yaşantısı içinde göze çarpacak, roman ilerledikçe gizemli geçmişi kademeli olarak aydınlanacaktır.
Brontë kız kardeşlerin en gencinin 1848 yılında yazdığı, dönemin romantik akımının dışında kalan, gerçekçi bir üslupla kaleme alınmış, yazarının hayatından da otobiyografik ögeler içeren Wildfell Konağı Kiracısı kadının toplumsal konumu konusuna cesur yaklaşımıyla şaşırtıcı ölçüde modern bir eser, içten anlatımı, yoğunluğu ve çok katmanlı hikâyesiyle önemli bir klasik.
Floss Nehrindeki Değirmen
Yazar: George Eliot
Çevirmen: Gönül Suveren
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 742
İngiliz kırsalında, Floss Nehri kıyısında, babasının işlettiği bir değirmenin civarında doğup yetişen Maggie Tulliver, ağabeyi Tom’u taparcasına sevmektedir. Ancak ne Tom ne de ebeveynleri bu akıllı ve uçarı kız çocuğuna gereken ilgiyi gösterir. Kabına sığmaz Maggie yıllar içinde alımlı, fazlasıyla zeki bir genç kadın haline gelince, üzerindeki baskı ve sırtına yüklenen sorumluluklar artacak, bunlar arzularıyla tehlikeli derecede çatışacaktır. Taşra hayatının dar kalıplarına sığamayan Maggie, zamanla kendini farklı özelliklere sahip üç erkeğin kıskacında bulur: Ailenin sorumluluğunu yüklenen ağabeyi Tom, sanatçı Philip ve üst sınıf mensubu, çekici, tehlikeli Stephen…
Özellikle kardeşler arası rekabete içgörülü yaklaşımı, güçlü tutkuları en dolaysız haliyle aktarması, 19. yüzyıl İngiltere kırsalına ve yaşantısına dair muazzam gözlem gücü ve birey ile toplum arasındaki çatışmayı çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermesiyle Floss Nehrindeki Değirmen, büyük yazar George Eliot’ın (Mary Ann Evans) kendi hayatından esinler taşıyan, en güçlü romanlarından biridir.
“George Eliot’ın romanlarında bir ahlaki yücelme duygusu, bir adalet sevgisi sezilir. Gerçek ve aydınlık, eserlerini sarar. O her şeye, iyi ve geniş yüreklilikle bakar.”
Henry James
“Floss Nehrindeki Değirmen’den iki sayfa okumak, beni gözyaşları içinde bırakmaya yeter.”
Marcel Proust
Orman Sakinleri
Yazar: Thomas Hardy
Çevirmen: Taciser Belge
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 442
Orman Sakinleri, İngiliz edebiyatının büyük yazarı Thomas Hardy’nin kozmik düzenin doğadaki yansımalarını ve insan ilişkilerine etkilerini konu eden unutulmaz romanı.
Bir orman köyünde yaşayan Grace Melbury, ona ilgi duyan fakir ve eğitimsiz Giles Winterborne yerine babasının baskısıyla doktor Edred Fitzpiers ile evlenmeyi seçer. Ne var ki, kırsal yaşamın âdetlerine ayak uydurmakta zorlanan Fitzpiers, bir süre sonra karısına ihanet edip Felice Charmond ile flört etmeye başlar. Köydeki sosyal hayatın dengesini bozan bu kaçamak doğanın bazı karakterleri ödüllendirdiği, bazılarını ise cezalandırdığı bir olaylar zincirini tetikler.
Orman Sakinleri evlilik, ihanet, hastalık ve ölüm temalarını doğaya özgü unutulmaz sesler, görüntüler ve renklerle bezeyen, benzersiz bir kır romanı.
“Orman Sakinleri, Hardy’nin en güzel ve en asil romanıdır.”
William Lyon Phelps
“Thomas Hardy’nin ölümüyle İngiliz romanı lidersiz kalmıştır.”
Virginia Woolf
Kısasa Kısas
Yazar: William Shakespeare
Çevirmen: Özdemir Nutku
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 160
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Kısasa Kısas’ı İtalyan öykü yazarı Giraldi’nin bir eserinden esinlenerek kaleme almıştır. Genel olarak cinsel ahlak konusunu ele alan oyunun şiirsel atmosferini din ve çözümsel ahlak oluşturur. Eserde zamanının anlayışına dayalı yargılara varılıyor olsa da; Shakespeare’in insan tabiatına ilişkin dâhiyane kavrayışı ile Kısasa Kısas günümüzün sorunlarına ışık tutacak cevheri de içerir. Kısasa Kısas trajik ögelerle örülmüş, gerek ahlak, gerekse psikolojik açıdan derinlik taşıyan bir komedyadır.
Cranford
Yazar: Elizabeth Gaskell
Çevirmen: Taciser Belge, Fatih Özgüven
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 287
Cranford, 19. yüzyıl İngiliz edebiyatının dev yazarı Elizabeth Gaskell’ın İngiliz taşrasına kadınlar arasındaki dostluklar üzerinden bakan başyapıtı.
Cranford’da Gaskell, bekâr ve orta yaşlı iki kadının, Miss Deborah ve Miss Matty’nin serüvenleri üzerinden taşra yaşamına dair minimalist portreler sunuyor. Kadınlar arasındaki arkadaşlıklar ve alışkanlıkların dekoru olan Cranford, adab-ı muaşeret ve gelenek üzerine satirik bir anlatı olduğu kadar ironi ve mizah, ölüm ve trajedinin eşzamanlı yürürlükte olduğu bir insanlık sahnesi teşkil ediyor. Elizabeth Gaskell’ın gerek aile yaşamı gerek toplumsal yaşama yönelik keskin gözlem gücünü yansıtan Cranford, Jane Austen’dan sonra 19. Yüzyıl İngiliz toplumuna kadınların penceresinden bakmayı sürdüren birinci sınıf bir yazarın elinden çıkma bir başyapıt.
“Sevgili Şehrazad’ım, hikâye anlatma yeteneğinin bir gecede tükenmeyeceğine, en azından bin bir gece süreceğine eminim.”
Charles Dickens
Agnes Grey
Yazar: Anne Bronte
Çevirmen: Tünde Ecem Kutlu
Yayınevi: Yedi Yayınları
Sayfa Sayısı: 220
Richard Grey aile birikimlerini riskli bir yatırımda kaybedince ümitleri suya düşen ailenin küçük kızı Agnes, hem ailesine maddi destek olmak hem de kendi hayatını ve özgürlüğünü kendi ellerine almak ister ve üst sınıftan İngiliz ailelerin yanında mürebbiyelik yaparak bu amacını gerçekleştireceğini düşünür. Ancak ebeveynler ve çocuklarının beklentileri Agnes’inkiyle bir olmayacak, gördüğü muamele sonrası Agnes’in insanlığa ve kendisine olan güveni çetin sınavlara tabi tutulacaktır.
Kendisi de bir dönem mürebbiye olarak çalışan, kişisel tecrübelerine dayanarak yazdığı ve ilk kez 1847’de yayımlanan ilk romanı Agnes Grey’de, Anne Brontë hayal kırıklığı, dışlanma ve yalnızlıkla mücadele eden bir kadının cesur hikâyesini anlatıyor.
Prelüd
Yazar: William Wordsworth
Çevirmen: Nazmi Ağıl
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 264
William Wordsworth, 18. yüzyıl sonlarında başlayıp 19. yüzyıla uzanan Romantizm akımının en önemli şairlerindendir. Asıl önemli ürünlerini kırk yaşından önce vermişse de son yıllarına kadar yazmaya devam etmiş ve 1850 yılında kraliyet şairi olarak ölmüştür. Prelüd kendine has özellikleriyle yapıtları arasında ayrı bir yer tutar.
1789 yılında Fransa’yla süren savaşın, hayal kırıklığıyla sonuçlanan toplumsal reform planlarının yarattığı yoğun karamsarlık havasının içinde Wordsworth insanlara yeniden umutlanmanın, huzura ermenin yollarını öğretecek uzun soluklu felsefi bir metin yazmaya koyulur. Kitabının adı Münzevi; ya da İnsan, Tabiat ve İnsan Hayatı Üzerine Düşünceler olacaktır. Ancak birkaç yüz dizeden sonra kendi içine eğilerek tabiatın ve eğitimin ona kattığı gücü incelemeye karar verir. İşte bu içe bakıştan Prelüd doğar. Adından anlaşılacağı gibi bu metin bağımsız bir yapıt olarak değil, Münzevi için bir önsöz olarak planlanmıştır ama 1805 yılında yaklaşık sekiz bin dizeyi aşan, bir önsöz için fazlaca uzun bir metin ortaya çıkar.
Gurur Dünyası
Yazar: William Makepeace Thackeray
Çevirmen: Nihal Yeğinobalı
Yayınevi: İmge Kitabevi
Sayfa Sayısı: 685
İngiliz edebiyatında devrim niteliği taşıyan ve gerçekçi akımın en güzel örneklerinden biri kabul edilen Gurur Dünyası, hiciv ustası Thackeray’in Napolyon Savaşları sırasındaki İngiliz toplumuna eleştirel, alaylı ve sevecen bakışını yansıtır.
On dokuzuncu yüzyılın başındaki İngiliz toplumunu bütün çeşitliliği ve değişikliği içinde yansıtması açısından Thackeray’in başyapıtı sayılan Gurur Dünyası, anlatımın ustalığı, karakterlerin incelikli biçimde yan-sıtılması ve betimleme gücüyle, döneminin en önemli romanlarından biridir. Kurgunun çekirdeğini, birbirine zıt kişilikte iki yakın kız arkadaşın ve onları seven-sevmeyen erkeklerin, savaş yaşantılarıyla harmanlanmış aşk serüvenleri oluşturur. Amelia’nın yumuşak başlı ve uysal olduğu yerde; arzulu, zevk düşkünü olan pervasız arkadaşı Becky, edebiyatta eşine az rastlanır, çarpıcı bir karakterdir.
İngiliz edebiyatının en önemli yazarları arasında yer alan, eserleri defalarca tiyatroya ve sinemaya uyarlanan Thackeray için, ünlü İngiliz yazar Anthony Trollope şöyle der: Thackeray, edebiyat dünyasının bugüne kadar tanıdığı en büyük yıldızlardan biridir…