Kaiken, okumakta zorlandığım, yarıda bırakıp tekrar devam ettiğim bir kitap oldu.
Ne bir Siyah Kan ne de Şeytan Yemini…
Her zaman farklı bir kurgu ile karşımıza çıkan Grange yine şaşırtmıyor. Aklıma gelmeyecek bir katilin peşinden sürükleniyoruz. Bu sefer 2 farklı kültürün evliliğindeki problemleri de gözler önüne seriyor; Fransız bir polis ve Japon bir manken.
Sanki yazmış olmak için yazdığı bir kitapmış da biraz çeşitlilik katmak istemiş gibi.
Normalde zaten Grange okurken ilk sayfalarda genelde size anlatacağı konular hakkında ısındırma turu attırır ondan sonra kolunuzdan tutarak sürükler sokak sokak. Ama bu sefer gerçekten sıkıcıydı. Okuyamayacağımı düşündüm. Bıraktım. Tekrar başladım. Bir an önce bitsin diye hızlı hızlı okudum. Taa ki sonuna doğru yaşadığım gerilime kadar.
Her zamanki gibi son sayfalarda bir çok ters köşe ile karşılaştım. Zaten bu kısım da olmasa kitap gerçekten okunmayı hak etmiyor diyebilirdim. -Grange’ın en basit kitabı. Beklentinin alında kalan bir kitap.- Bu yüzden klasik Grange’ı görmek mutlu etti beni. En azından kitabı mutlu bitirebildim.
Kitapta farklı konular işleniyor. Bir yerde çift cinsiyeti olan bir adam var. Bir yanda Fransız polis ile Japon mankenin evliliği. Bir yanda doğum doktoru. Sonra olay birden patlıyor ve kitabı bitiriyorsunuz. Biraz kafa karışıklığı yaşatsa da Grange okuyorsunuz sonuçta. Dilinizde az da olsa bir tat bırakıyor.
Grange ve Dan Brown’ın kitaplarında klasikleşen bir konu var. Anlatılan hikayenin geçtiği yerler hakkında gerçekten ufuk açıcı bilgiler veriyorlar. Sanki anlatılan yerleri kendi gözlerinizle görüyormuşsunuz hissi yaratıyorlar sizde. Bu kitapta da Japon kültürü hakkında gerçekten kayda değer bilgiler veriyor Grange. Zaten Grange’ın okurunu bu şekilde kendine çekebildiğini düşünüyorum.
Kaiken, kurgu olarak zayıf olsa da gerek Japon kültürü gerek kullanılan nesneler, gerek hissetmemiz gereken gerilim sayesinde çok düşük bir puan alan kitap olmayacaktır. Ama yine de beklentinizi yükselterek kitaba başlamamanızı öneriyorum. Klasikleşmiş Grange romanlarından biraz farklı.
Kitabı çok eleştirmiş olabilirim ama gerçekten beklentimi çok yükselterek okumaya başlamıştım Kaiken’i. “Grange okuyorum, ne kadar kötü olabilir ki?” diye düşünerek başladığım için bu kadar sıkılmam can sıkıcı. Ama yine de sevdiğim bir yazarın tüm kitaplarını okumayı istediğim için Kaiken’i bitirmiş olmama seviniyorum.
İyi okumalar.
“Aklına Nietzsche’nin bir sözü geldi: ‘Basit bir hayatın mı olsun istiyorsun? Sürüye yakın dur ve orada kendini unut.'”
Sayfa 58
“Kötülükten ne kadar çok korkarsan, onu o kadar üzerine çekersin.”
Sayfa 92
“Japonya’da, bir görevi yerine getirmemekten veya borcuna sadık olmamaktan daha kötü bir suç yoktu.”
Sayfa 348