1. Ana Sayfa
  2. Benzer Kitaplar

“Antilop ve Flurya” Hayranlarına Okuma Önerileri

“Antilop ve Flurya” Hayranlarına Okuma Önerileri
0

“Bunları kim yaptı? İçlerinde kimler yaşadı? Kim yıktı? Tac Mahal, Louvre, piramitler, Empire State Binası…”

Antilop ve Flurya

“Bunları kim yaptı? İçlerinde kimler yaşadı? Kim yıktı? Tac Mahal, Louvre, piramitler, Empire State Binası…”

Sağ kalan son insan Kar Adamı’nın ayakta kalabilmek için mücadele ederken bir yandan da yok olan insanlığa yaktığı ağıttır Antilop ve Flurya.

Dünyada doğal kaynaklar tükenirken büyük şirketlerin tek derdi insanları aptallaştırarak sentetik yaşamın “daha iyi” olduğuna inandırmak ve kasalarını doldurmaktır. Şirketlere ait Sitelerde yaşayanlar olan biteni izler ve Site Yöneticilerine korkuyla itaat ederler. Zaten düşünmelerine gerek yoktur, eğlenmeleri için malzeme hazırdır: internetten canlı canlı izlenen cinayetler, intiharı bir şova dönüştürmeyi vaat eden web siteleri, çocuk ve hayvan pornoları… “Reyting”, şiddet ve cinselliğin dozuna bağlıdır, doz arttıkça reyting artar.

Hâlâ düşünebilen ve isyan edebilenler ise Avam Diyarı’ndadır ve şiddetle cezalandırılırlar. İnfazları da Sitelerde yaşayanlara internetten izletilir.

Flurya ve Jimmy’nin, ilkgençliklerinde izlediği çocuk pornosunda gördükleri Antilop, hayatlarına girdiğinde üçü de geri dönülmez bir yola çıkarlar…

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 1 – antilop ve flurya scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 11

Düğüne

Müzik kanına karışıyor Ninon’un, lenfositlerin, NK’lerin, Beta 2’lerin sayılarına baş kaldırarak. Müzik Gino için dizlerimde, diyor vücudu, müzik kürek kemiklerimin altında, kalça kemiğimin arasında… Gino için müzik, parmaklarımın küçük kemiklerinde, pankreasımda ve beni öldürecek olan virüsümde, yapamayacağım her siktirik şeyde ve gözlerimin sorduğu karşılıksız sorularda senin müziğinle birlikte çalınan müzik var Gino. Müzik duruyor, Gino, Ninon’a bakıyor ve: Mutluluk üstüne tek söz söylemeden bunu gerçekleştirebiliriz, değil mi? diyor. Ninon duraksıyor, sonra gözleri mutluluktan yaşla dolu, Gino’yu dudaklarından öpüyor. Sonsuzluktan önce ne yapacağız? Acele etmeyeceğiz.

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 2 – dugune scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 12

Demirdenizi

Gelecekte veya geçmişte, hiç alışık olmadığınız karanlık bölgelerde, hiç de tekin olmayan tuhaf yolculuklara çıkıp, hayal gücünüzün sınırlarını zorlamak ister misiniz? Yanıtınız evet ise, Demirdenizi tam size göre…

Gerçekten de bambaşka, fantastik bir dünya bu… Toprağın derinliklerinden gümbürtüyle gelen devasa kralköstebekleriyle, gökyüzünde tehditkâr bir biçimde uçup duran ray martıları ve kahraman yarasalarıyla, raylarda aniden beliriveren tren melekleriyle, Melville’in Moby Dick’inden Defoe’nun Robinson Crusoe’suna edebî göndermeleriyle, sınırlara ve “öteki âlemler”e ulaşma azmiyle, avlarının ve felsefelerinin peşinde her tür maceraya atılan tutkulu kaptanlarıyla, yeni dünyaların ve algıların kapısını aralarken maceranın tam ortasına yerleşen genç dehalarıyla… bambaşka!

Miéville, hiç şüphesiz, günümüzün en esaslı, en fantastik, hayal gücünü en çok kışkırtan hikâye anlatıcılarından biri. Demirdenizi de yine şüphesiz, onun en güzel, en çarpıcı anlatılarından biri.

Demirdenizi’nin açıklarında masalsı bir dünyaya kaptırıp gitmişken, para/kredi/borç ilişkilerini, doğa ve teknoloji arasındaki çelişkileri, hurdaya dönüştürdüğümüz çevreyi, iktidarı ve bürokrasiyi, bir felsefenin peşinde her şeyi göze alıp çılgınca koşturabilmeyi, insanın saflığını ve acımasızlığını ve benzeri olgu ve gerçekleri enine boyuna sorgulamak/sorgulatmak kolay mı?

China Miéville’in, diğer bilim kurgu ve fantastik edebiyat yazarlarından farkı tam da burada… Eşsiz bir macera, tuhaf bir kurgu, günümüzü ve geleceğimizi sorgulayan düşünsel birikim Demirdenizi’nde bir arada!

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 3 – demirdenizi scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 13

Büyülü Oyuncakçı Dükkanı

Anne babalarının ölümü üzerine, aileden dışlanmış Philip Dayı, karısı Margaret ve onun iki erkek kardeşi Francie ve Finn’le birlikte Londra’ya giden üç kardeş Melanie, Jonathon ve Victoria’nın önüne gizemli ve gotik bir dünyanın kapıları açılmaktadır. Fakat tüm dünyası sahip olduğu oyuncakçı dükkânı olan, despot Philip Dayı, zengin aileden dışlanmış olmanın acısını bu üç kardeşten çıkarmaya kararlıdır.Buradaki hikâye, on beş yaşındaki Melanie’nin gözüyle anlatılıyor. Hayatını hayaller üzerine kuran romantik bir genç kız olan Melanie, bir geceyarısı karanlık tanrıların cazibesine kapılarak annesinin gelinliğini üzerine geçirir ve bahçeye iner, fakat bu bilinçsiz büyüme çabası için vakit çok erkendir, gelinlik gecesi bir trajediyle sonuçlanır.Ülkemizde daha önce yayımlanmış Kanlı Oda ve Sirk Geceleri adlı kitaplarıyla bilinen, büyülü gerçekçilik türündeki eserleriyle Margaret Atwood, Salman Rüşdi ve Robert Coover gibi pek çok yazarı etkileyen Angela Carter, Büyülü Oyuncakçı Dükkânı’nda peri masallarına yapılan göndermeler ve Freudçu bilinçaltı kavramıyla örülü bir dünya sunuyor önünüze…

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 4 – buyulu oyuncak dukkani scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 14

Bölge Bir

Amerikan edebiyatının en iddialı isimlerinden Colson Whitehead, Bölge Bir’de, büyük bir salgının ardından yerle bir olan dünyada, yaşayan ölülerle ölmeden yaşamaya çabalayanların öyküsünü anlatıyor. Bir zamanların şaşaalı New York şehrinde, kurtlar sofrasında sağ kalmanın tüm incelikleri ve uygarlığın bağırsaklarında verilen amansız savaşın öyküsü… Bölge Bir, çivisi çıkmış dünyada kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış olan leşleri, kopukları ve medeniyet adıyla bilinen hastalığın son safhasını gözler önüne seren, dehşetli bir çağdaş yaşam alegorisi.

Devası bulunmayan bir salgının öyküsü bu, yaşam da dedikleri.

“Umut en tehlikeli uyuşturucudur, sakın kullanma.”

“Titreyip kendine gelmeye muhtaç, dibe vurmuş günümüz toplumuna dair zekice kurgulanmış bir metin.”
The Seattle Times

“Yılın en iyi kitaplarından biri.”
Esquire

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 5 – bolge bir scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 15

Ölümsüzlük ve Pilgrim

Zaman: Yirminci yüzyılın başı. Yer: Zürih yakınlarındaki Burghölzli Psikiyatri Kliniği. Sanat tarihçisi Pilgrim, bir dizi başarısız intihar girişiminden sonra ölemediğini anlayıp klinikte tedavi görmeye başlar. Doktoru olan ünlü psikiyatr Carl Gustav Jung’a, ‘ölmek istediğini, ama ölemediğini, insanlık durumunun içine sıkışıp kalmış olmaktan bıktığını’ söyler. Böylece, bilinenin aksine, kendin meslektaşlarından üstün gören, hırslı, küstah ve mistik bir kimlikle tanıtılan Jung ile, sonsuz yaşamın ve zamanın olanca ağırlığını bilincinde taşıyan Pilgrim arasında bir çekişme başlar.

Bu kavgaya, her ikisini de azarlayan, cezalandıran ve sorgulayan iç sesleri de karışır; Pilgrim’in belleğinde taşıdığı ve güncelerine aktardığı uygarlıkların ortak anısı da katılınca, Jung en önemli kuramına ulaşır: ‘tüm insanların paylaştığı ortak bir bilinçaltının varlığı’. Pilgrim’in gizemli geçmişi, Zürih’teki klinikten zamanın ötesine uzanan bir yolculuk yaparken, Timothy Findley, başkalarının bilinçaltıyla kendi bilinçaltı arasındaki bağların ve tarihin dayattıklarının içine hapsolup kalmış bireyin kendini aramasının öyküsünü anlatıyor.

Son on yılın psikoloji temelli en önemli birkaç romanından biri olan, gizem, din, tarih, psikoloji ve felsefenin ilginç bir karışımından oluşan Ölümsüzlük ve Pilgrim, bireysel akıl sağlığının deliliğin hükmündeki bir dünyada herhangi bir anlamının olup olmadığını sorguluyor.

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 6 – olumsuzluk ve pilgrim scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 16

Süper Kent

Süper Kent, Ballard’ın yüzümüzde tokat gibi patlayan romanlarından biri. Dünyayı ele geçiren çokuluslu şirket politikalarının insan ruhunda oluşturduğu erozyonu son derece sert ve çarpıcı biçimde anlatan bir yapıt…

Yeni milenyum mesihlerinin Range Rover, gözetleme kameraları, alışveriş çılgınlığı, “kalite” sözcüğüyle ambalajlanmış steril ortamlar/sağlıklı bedenler, uyuşturucu ve şiddetle beslenen seks törenleri eşliğinde önerdikleri “yeni kapitalist cennet”in fotoğrafını çekiyor Ballard.

Ahlâktan bağımsızlaşarak kendi özgürlüklerini kuran bu yetenekli ve hırslı “cennet insanları” için “iş oyundur, oyun da iş”; gerçek doyuma bir tek işyerinde ulaşır, işten arta kalan zamanlarında da kamusal alanın bütün kurallarına fütursuzca saldırırlar. Vicdani kaygılarını “delilik” kisvesine sığınarak unutan bu “elit grup” için şiddet meşrudur. Psikopatça ve rastgele sergilenen her tür aşırılığın teşvik edildiği, histerinin sağduyuyu ezip geçtiği bir şiddettir kastedilen. Faili meçhul cinayetler, ölesiye dövülen fahişeler, fuhuşa zorlanan çocuklar bu insanları yaşama bağlayan tek “bağ” olmuştur. Bir tek bu “şiddetli bağ” kaybolmaya yüz tutmuş bir enerjiyi açığa çıkararak şirketlerin kârını artırmakta, borsa
endekslerini tavana fırlatmaktadır…. Bilgi, başarı ve paraya doymayan bu insanların aynı zamanda bir gelecek tasarımı vardır: Zayıflığı reddeden, insani bağları olmayan güçlü ve köksüz bir ırktan oluşan yeni Avrupa…

Tüketim alışkanlıklarımızı biçimlendiren en küçük ayrıntının bile vahşi ve karanlık bir geçmişi olabileceğini, vicdanımızdan vazgeçerek ne tip bir bedel ödediğimizi bir kez daha gösteriyor Ballard…

“Ballard’ın her romanının çıkışı hep büyük bir edebi olay olmuştur. O, ülkesinin yetiştirdiği üç beş sahici gerçeküstücüden biridir. İnsanı hem dehşete düşüren hem de canlandıran imgelemiyle ulusal bir hazinedir.”
Nicholas Royle, Guardian

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 7 – super kent scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 17

Titus Groan

“Kolaylık olsun diye bu üçlemeyi gotik yazın olarak nitelendirebiliriz; ya da tüm eleştirmenlerin hemfikir olduğu gibi, gelmiş geçmiş en iyi fantastik yapıtlar arasında olduğunu söyleyebiliriz. Mervyn Peake’in fantastik edebiyatın tahtına oturmada, Tolkien dışındaki tek aday olduğunu iddia edebiliriz. Ama tıpkı ona adını veren şato gibi devasa, uçsuz bucaksız, keşfedilmemiş labirentlerle dolu bu yapıtın her sayfasına damgasını vuran özgünlük bizi bu kolaycılığa kaçmanın hazzından mahrum bırakacaktır. Çünkü Gormenghast’ta bir gotik-fantastik yapıttan beklenebilecek bir tema bulamayız. Bu kitaplarda; kurtarılan prensesler, doğaüstü olaylar, cinler, elfler ya da goblinler yok. Tersine, bizi bir girdap gibi içine çekip sersemleten karmaşık olaylar zincirinde, Dickensvari karakterlerin absürd gülünçlüğü, yaşamlarına bir tanrının demirden eli gibi damgasını vuran o dev şatonun, bin yıllık Gormenghast’ın Kafkaesk atmosferiyle dengelenirken sarsıcı bir gündelik gerçekliğe bürünür. Bu karakterleri tuhaf, komik, hatta fantastik bulabiliriz; ama acıları, hırsları ve tutkuları son derece gerçektir.”

Dost Körpe

“Titus Groan’da bizimkine yakın bir dünya neredeyse paranoyakça bir ayrıntı yoğunluğuyla betimlenmiştir. Ama bu delilik aldatıcıdır ve kontrol asla elden bırakılmaz. Akıl tarafından tam uygun dereceye gelene dek soğutulmuş kaliteli bir hayal gücü şarabıdır. Nesir edebiyatımızın tamamında ona yakın bir başka yapıt yoktur. Eşsiz ve dâhicedir. Onu modern bir klasik olarak tanımlamakta haklıyızdır.”

Anthony Burgess

2. Kitap: Gormenghast

3. Kitap: Titus Tek Başına

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 8 – titus groan scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 18

Slade Köşkü

“Durdum çünkü bahçenin arka tarafı, küçük siyah kapının olduğu duvar iyiden iyiye karardı. Akşam çöktüğünden değil. Saat dört bile olamaz. Hava puslu olduğundan da değil. Başımı kaldırıyorum, deminki gibi mavimtırak gökyüzü. Sorun bahçede. Bahçe siliniyor.” 

Slade Geçidi’ne sap – dar ve rutubetli bir aralıktır, dikkat etsen bile göremeyebilirsin.  Sağ kolundaki duvarda küçük siyah demir kapıyı bul.  Sapı, anahtar deliği yok ama dokunduğunda açılır.  Eski bir köşkün dökük mahallesine göre fazla şatafatlı arsa sınırlarına göre fazla büyük, güneşle yıkanmış bahçesine gireceksin, sakın şaşırma. Bir yabancı adınla selamlayacak seni, içeri davet edecek.  Önce gitmek istemeyeceksin.  Sonra gidemediğini fark edeceksin.

En orijinal ve sürükleyici yazarlardan birinin kaleminden çıkan bu ince işlenmiş, sıkı ve ürkütücü öykü, 1979’da başlayıp sarsıcı sonuna 2015’in Cadılar Bayramı civarında varıyor.  Dokuz yılda bir ekim ayının son cumartesi günü Slade Köşkü’ne bir “misafir” getirtilir.  Ama o misafiri kim, neden, ne amaçla seçmiştir?  Cevapları, merdivenin başındaki uzun tavan arasında…

1629 yılında, Peter Claire adlı genç bir İngiliz müzisyen, Danimarka kralı IV. Christian’ın saray orkestrasına katıldığında, kendini tuhaf bir ortamda bulur. Orkestra sarayın altındaki soğuk mahzende çalmakta, yalnız ve mutsuz kral yukarıdaki odasında dinlemektedir. Saf güzelliğinden ötürü ‘kralın meleği’ diye anılan Peter Claire, aydınlıkla karanlığın, iyi ile kötünün ölümüne savaştıkları bu sarayda, kocasını aldatan kraliçenin hizmetkârlarından Emilia’ya âşık olur. Göreviyle tutkusu arasında kalan genç müzisyen hem düşlerini gerçekleştirmenin hem de ruhunu kurtarmanın yolunu nasıl bulacaktır?

Günümüz İngiliz edebiyatının en usta tarihsel roman yazarlarından biri sayılan Rose Tremain, Britanya ve İrlanda Kitapçılar Birliği’nin Whitbread Ödülü’ne değer görülen Müzik ve Sessizlik adlı yapıtında, aşk ve sanatla örülmüş unutulmaz bir öykü anlatıyor.

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 9 – slade kosku scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 19

Zombi

Amerikan edebiyatının devi Joyce Carol Oates’un kaleminden tüyler ürperten bir seri katil hikâyesi: Zombi.

O, birilerinin oğlu, birilerinin erkek kardeşi; o, yolda yürürken yanından öylece geçip gittiğiniz biri. O, tüm diğer insanlar gibi, evrene atılmışlığın azabını çeken biri. Aynı zamanda gözünü kırpmadan can alan, cinayet ve işkence fantezileri kuran, kanla beslendikçe vahşet açlığı artan biri.

Sıradanın dehşetini, insanın karanlık yüzünü pervasızca yansıtan Oates, Zombi’de gelmiş geçmiş en vahşi seri katillerden Jeffrey Dahmer’ın gerçek yaşam öyküsünden esinlenerek kanınızı donduracak bir katil portresi çiziyor. Katilin sesini günlük benzeri bir anlatım içinde kullanarak cinayetlerin ardındaki zihnini ve eylemleri gözler önüne seren Oates, ustalığını konuşturuyor ve kolay kolay unutulmayacak bir katil profili yaratıyor.

Bram Stoker Ödülü’ne layık görülen Zombi, gerçekliğiyle ruhlara ve midelere dokunacak denli sert ve hazmı güç bir roman.

"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 10 – zombi scaled
"antilop ve flurya" hayranlarına okuma önerileri 20

E-Bülten Abonesi Olun

En yeni içeriklerimizden ilk sizin haberiniz olsun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Gizlilik politikamızda daha fazlasını okuyun.
Lütfen spam klasörünü kontrol edip güvenli olarak işaretleyin.

İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yazar Hakkında

2017 yılının Aralık ayında kurulan ve farkındalık yaratmak amacıyla gönüllülerin oluşturduğu bir topluluk.

Yorumunuzu Bekliyoruz