Can Yayınları Kısa Miras Dizisi ile kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler bir araya geliyor.
İlginizi Çekebilir: Can Yayınları Lab Dizisi
İlginizi Çekebilir: Can Yayınları Klasik Kadınlar Dizisi
Can Yayınları Kısa Miras Dizisi
Ömer’in Çocukluğu
Yazar: Muallim Naci
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 56
“Hırkayı sırtımdan çıkardım. Biçarenin haline baktım. Gözlerimden yeniden yaş boşandı. Ne hazin manzara! Ne büyük üzüntü! Hırka koltuğumun altında olduğu halde eve ulaştığım zaman ağlamanın devamı olarak içimi çekmekteydim. Valide beni o durumda görünce telaşla, ‘Sana ne oldu oğlum? Ne ağlıyorsun? Hırkanı niye çıkardın? Vah vah! Nedir bakayım söyle!’ diye üzüntüsünü göstermeye başladı. Hırkayı koltuğumun altından aldığı sırada dedim ki: ‘Köşe başında kuyruksuz bir köpeğe rast geldim de… Üzerime atladı.’ Valide daha fazla üzülmüş görünerek beni kucakladı. İşte asıl o vakit ağlamaya başladım. Bir felaketzedeyi en fazla teselli verenleri ağlatır.”
Muallim Naci’nin, sekiz yaşına kadarki anılarını son derece içten bir dille anlattığı Ömer’in Çocukluğu, yayımlandığı 1890’dan beri tüm okurlarını gülümsetmeye devam ediyor.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Evlilik
Yazar: Ahmet Mithat Efendi
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 56
“Ah, o mukaddes oda! Ah o mübarek bizim pencereler. Üç seneden beri karşıdan bu odaya bakar, zevk alırken şimdi bizzat odaya girmeyi başardım. Lakin ne çare, evvelki saadet daha büyüktü. Çünkü karşıda hayali istediğim gibi eder, hangi taraf ruhumun zevk alışını artırırsa o şekilde tahayyül ve tasavvur ederdim.
Lakin şimdi o saadet geçti. Şu anki duruma bağlılığa mecburiyet gerekti. Durum da fena! Arada bir beyle karşı karşıya ağlamaktan başka bir şey yok.
Bari ağlamak da birbirimizin derdine ortak olarak ağlamak olsa yine yüreğim yanmaz. O kendi derdine ağlar, ben de kendi derdime yanarım.”
Modern edebiyatımızın kurucularından Ahmet Mithat Efendi’nin büyük eseri Letaif-i Rivayat’ın en acıklı öykülerinden “Evlilik” ile on beş kıssadan hisse bir arada.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Gençlik
Yazar: Ahmet Mithat Efendi
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 56
“Beni evlendirmeye kalkıştılar. Çok zorladılar. Lakin ben çocuksam da süt kuzusu da değilim ya. Oldukça aklım başımda ve bilhassa fikirlerim pek büyük ve pek ziyade. Kaleme yeni çırak oldum. Elde dört para yok. Zaten pederden almakta bulunduğum haftalığı dahi tam bir tiksintiyle almaktayım. Hevesim kendim kazanıp kendim yemekte. Şimdi şu fikir ve iddiayla beraber evlenmek ve fazla olarak pedere bir de evin masrafları için muhtaç olmak akıl kârı mıdır? Kısacası pederin teşvik ve nasihatlerinden çok kendi aklımın ve anlayışımın tavsiyesine uydum, evlenmedim.”
Modern edebiyatımızın kurucularından Ahmet Mithat Efendi’nin en eğlenceli öykülerinden “Gençlik” ile toplumun dışladığı karakterlere odaklandığı “Mihnetkeşan”, yazarın anlatım gücünü gösteren kısa ama güçlü iki metin.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Yadigârlarım
Yazar: Nabizade Nâzım
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 72
“Derler ki sevda insanın ahlakını düzeltir, yanıltsa bile sevelim: Mademki insanız!
Of! Böyle boş işlerle uğraşmak da hoşa gitmiyor ama zamanın mecburiyetlerine uymak lazım geliyor.
Bir gün olur da şu arzular defterimi bir gözden geçiren bulunursa, insanın değilse bile, benim insani hissiyatımın suretini görmüş olur. O okurdan şunu rica ederim ki yazılarımı düşünmeye layık bulursa gerçekleştireceği değerlendirmede vereceği kararı sırf kendi vicdanı olarak kabul etsin… Kendi vicdanında bulduğu hükmü benim vicdanımda da beyhude aramasın…”
Zehra ve Karabibik yazarı Nabizade Nâzım’ın bu kitabı, modern edebiyatımızda eşcinselliğin görünür olmaya başladığı en önemli ve etkileyici metinlerden biri.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Bir Muhtıranın Son Yaprakları
Yazar: Halid Ziya Uşaklıgil
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 56
“Geçen gün sabahleyin, baharın en güzel göründüğü bir zamanda kırlara çıktım. Öteden beri bana güzel olarak tavsiye ettikleri ağaçları hoş bulmaya, toprakların üzerinde güneş ışığından doğan buharların havai girdaplar oluşturarak oynaştığını bir güzellik düşkünü gibi seyretmeye çalıştım. Şairlerin çiylerle süslü buldukları otları oynaşarak koparan keçileri, kuzuları uzun uzun seyrettim.
Kısaca doğayı süsleyen her şeyi beğenmek, onları seyretmekten tat almak üzere saatlerce oyalandım; ama insanların bunlara niçin hayran olduklarını anlayamadım. Şaşıyorum. İnsanlar mı hayallerine aldanmışlar yoksa ben mi çıldırıyorum?”
Halid Ziya’nın 1888’de “Küçük Kitaplar” üstbaşlığıyla müstakil olarak yayımladığı “Bir Muhtıranın Son Yaprakları” ve “Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası”, dönemin sanatçı dünyasına ve aile hayatına dair ustaca gözlemler içeriyor.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Küçük Şeyler
Yazar: Samipaşazade Sezai
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 72
“‘Hanım! En son cevabını isterim. Ya ben ya kediler!’
‘Kediler!’
Bir kocanın umutsuzluğu, bir kadının kararsız hevesleri, sevginin mutluluk bahçesi üzerine temellerini gül fidanından; tutarsız, aşk artıran rüzgârlara karşı camlarını ışıktan; evin eşyalarını tülden inşa ettiği ve donattığı evlilik sarayının yıkılışı hep bu birkaç kelimeden ibaret olan konuşmada saklıydı.
Kediler! Öyle mi? Demek ki otuz üç senelik yekvücut süren bir beraberliğin neticesi, evlilik denen muamma kelimenin bitişi bu cevap oluyor!”
Öykücülüğümüzün ilk metinlerinden olan Küçük Şeyler, sonraki yıllarda yazılan büyük öykülerin ne kadar sağlam bir temel üzerinde yükseldiğini gösteriyor.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Serap
Yazar: Mehmet Rauf
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 80
“O zaman boynunu bükerek bütün bu parlak hülyaları, bütün muhteşem emelleri doğuran gençliğin sırf bir yalandan ibaret olduğunu tasdik ediyordu: serap, serap… Bütün gençlik emellerinin güzellikleri, bütün vaat edilmiş ve beklenilen imtiyazlar seraptan başka bir şey miydi? Hem feci hem kanlı bir seraptan başka bir şey miydi? Ve hayat, miskin kollarında en parlak ömürleri, en müthiş kaderleri bile nasıl tembellik ve alçaklığa alıştırarak mahvediyor, nasıl herkesi en sefillikte en ulvilerle birleşip yığılarak doldurdukları o büyük işkence çukuruna sevk ediyor, sürüklüyor, merhametsiz, ayırmaksızın nasıl hepsini birden o bayağılık çukuruna tekmeliyor, böylece, itiyor, atıyordu.”
Unutulmaz romanlarının yanında öykücülüğüyle de öne çıkan Mehmet Rauf’tan hayata ve gençliğe dair hüzün yüklü bir uzun öykü.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Eski İstanbul Akşamcıları
Yazar: Osman Cemal Kaygılı
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 80
“‘Bey oğlum, niçin içtiğimi, sarhoşluktan ne bulduğumu, ne beklediğimi soruyorsunuz. Eski gençlik hatıralarımı unutmamak, daima onları gözümün önünde canlandırmak, gençlik hayatımı, hayalen olsun şimdi de yaşamak için içiyorum.’
‘İçince demek kendinizi hayale kaptırıyorsunuz?’
‘Kim kaptırmıyor ki?
İçenlerin hepsi de kaptırır.’
‘Demek gözünüz gönlünüz hâlâ gençlikte?’
‘Kimin değil ki, içenlerin hangisinin değil ki…’”
Meyhane masaları, âlemler, âlemciler, kabadayılar… Osman Cemal Kaygılı, geçmişte kalmış bir İstanbul’un farklı yüzlerini anlatıyor.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Son Öpüş
Yazar: Kenan Hulusi Koray
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 88
“Haçdağı köyünde bir gece jandarma karakolu basıldıktan sonra civardaki bütün köylüler ikindi olur olmaz kapılarını kapamayı itiyat edinmişlerdi. Halbuki henüz kış değildi ve Akviran tepelerine soğuk yalnız kar ve tipiyle gelmez, kurt sürüleriyle beraber uğrardı. Onun için olacak ki eşkıyalarla başa çıkamayan köylüler, hiçbir yıl kışın erken geldiğini istemezken bu sefer eylül sonuna doğru Akviran’ı bir kar kıyametin kapamasını bekliyorlar, ‘Eşkıyaları ancak kurtlar temizleyebilir,’ diyorlardı. Bir sabah ağıl kapılarını örten bir kar tabakasına tesadüf ederlerse bütün bir kışı ocak başında geçirmeye razı olacaklardı. Fakat eşkıyalar aç kalıp da bu sefer Akviran’a kadar sarkarlarsa!”
Öykücülüğümüzün en kendine has isimlerinden Kenan Hulusi Koray’ın uzun öyküsü Son Öpüş, kırsala, doğaya ve aşka dair çarpıcı bir metin.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Gurebahane-i Laklakan
Yazar: Ahmet Haşim
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 88
“Unutulan eski saatler içinde eksikliği en ziyade hasretle hatırlanan saat, akşamın on ikisidir. Artık ‘on iki’, solgun yeşil göğün altında, ilk yıldıza karşı müezzinin Müslümanlara hitap ettiği, sokakların lacivert bir sisle kaplandığı, ışıkların yandığı, sinilerin kurulduğu ve yarasaların mahzenlerden çıkıp uçuştuğu o tesirli ve titrek saat değildir. Akşam bağlarından koparak kâh öğlenin sıcağında ve kâh gece yarılarının karanlığında farz edilmiş bir zamanı bildiren bu saat, şimdi hayatımızda renksiz ve şaşkın bir noktadır. Yeni saat, Müslüman akşamının mahzun ve şaşaalı dakikasını dağıttığı gibi, yirmi dört saatlik yabancı ‘gün’ün getirdiği geçim şekli de bizi tan vakti âleminden uzak bıraktı.”
Doğu ve Batı meselesinin en saf hislerle anlatıldığı bu yazılar, değişen kültüre dair çok yönlü bir bakış sunuyor.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.
Frankfurt Seyahatnamesi
Yazar: Ahmet Haşim
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 64
“Bu bir hastanın yol notları, rüzgârlı, karanlık bir sonbahar gecesiyle başlar.
İstanbul’un denizini sinirli, ufuklarını mürekkep gibi siyah ve Üsküdar taraflarının göklerini uzak bir yangının hafif kırmızılıklarına boyanmış bıraktım. Onun için zifirî bir karanlıkta tren Sirkeci’den ayrılırken sinirlerim iyi değildi.
İnsan geceleyin nasıl yola çıkmaya cesaret eder?
Bunu bir köşesinde büzülüp kaldığım kompartımanımda siyah siyah düşünmeye koyuldum…”
Edebiyatımızın en önemli yolculuk yazılarından olan Frankfurt Seyahatnamesi, Ahmet Haşim’in büyük bir şair olmanın yanında ne kadar büyük bir gözlemci olduğunu da gösteriyor.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.