1. Anasayfa
  2. Yazarlar

Albert Camus Kitapları

Albert Camus Kitapları
0

Albert Camus Kitapları Listemiz. Albert Camus, 1913 yılında Cezayir’de dünyaya geldi. Cezayir Üniversitesi’nde sürdürdüğü felsefe öğrenimini sağlık nedenleriyle yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Albert Camus Kitapları

Kitap Kronolojik Sıralaması

1937 – Tersi ve Yüzü

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Tahsin Yücel
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 72

“Brice Parain, sık sık, yazdıklarımın en iyisini bu küçük kitabın içerdiğini ileri sürer. (…) Hayır, aldanıyor, çünkü deha bir yana, insan, yirmi iki yaşında yazı yazmasını pek bilmez. Ama (…) Parain’in söylemek istediğini anlıyorum. Bu acemice sayfalarda, sonradan yazdıklarımdakinden daha çok gerçek aşk bulunduğunu söylemek istiyor. Haksız da değil. (…) Bu sayfaların yazıldığı zamandan beri yaşlandım, çok şeyler görüp geçirdim. Sınırlarımı, sonra neredeyse tüm zayıflıklarımı tanıyarak kendim hakkında bilgi edindim. (…) Herkes gibi ben de düşlerim bazı bazı. Ama iki dingin melek, onun eşiğinden hiçbir zaman geçirmediler beni; biri, dostun yüzünü gösterir, öbürü, düşmanın suratını. Evet, tüm bunları biliyorum, aşkın neye patladığını da öğrendim, ya da aşağı yukarı. Ama yaşamın kendisi hakkında, Tersi ve Yüzü’nde acemice söylenenlerden fazlasını bilmiyorum.”
Albert Camus

tersi ve yüzü
albert camus kitapları 20

1938 – Düğün – Bir Alman Dosta Mektuplar

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Tahsin Yücel
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 104

Albert Camus’nün iki eseri bir arada… Bunlardan ilki Düğün, gençlik dönemi eserlerinden; ama sanatçının “benliğini ve dilini yaşamı boyunca besleyen bir kaynak” aynı zamanda. Gerçekten de Düğün’deki denemeler, Cezayir’i yansıtmasının yanı sıra yalın, duru ve somut anlatımla keskin bakışı, anlama tutkusunu, yaşam ve yeryüzü aşkını ortaya koyuyor yazarın.

Bir Alman Dosta Mektuplar ise İkinci Dünya Savaşı döneminin ürünü. Bir yandan dünyayı egemenliği altına almaya kalkan bir ulus ile bağımsızlığını onurla savunan bir başka ulusun tutumunu karşı karşıya getirirken, bir yandan da gerçek yurttaşlığın, gerçek toplumsal ahlakın niteliklerini sergiliyor. Başkaldıran İnsan’ı müjdeleyen küçük boyutlu bir büyük eser.

düğün - bir alman dosta mektuplar
albert camus kitapları 21

1942 – Yabancı

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Samih Tiryakioğlu
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 112

Başkalarından daha erken ölecektim, orası aşikârdı. Ama herkesin bildiği gibi, hayat yaşamaya değmez.

Meursault, annesinin öldüğünü öğrendiği gün cenazeye katılmak üzere yola çıkar, hava çok sıcaktır. Gün boyu hissettikleri dış dünyaya ait uyarıcılardan öteye geçmez; sıcak, ışık onu rahatsız eder, dikkati kendi bedeni üzerindedir. Herkes ondan bir oğul olarak duygusal bir tepki beklerken o duyusal dünyaya dikkat kesilmiştir. Halbuki onun kayıtsızlığı, sadece annesinin ölümüyle ilgili değildir. Birkaç gün sonra ıssız bir kumsalda yürürken, onu telafi edilmez bir eylemde bulunmaya sevk edecek olan da aynı kayıtsızlıktır.

Meursault, anlamın olmadığı yerde bir anlam varmış gibi davranmayı reddeder, Yabancı’nın çıkış noktasını oluşturan da budur. Camus, saçma felsefesinin temel unsurlarını Meursault’da bir araya getirerek, toplumsal düzenle bireyin özgürlüğü arasındaki açmazı, kişinin kendine ve topluma karşı yabancılaşmasını açığa vuran kült bir roman ortaya koyar.

“Camus’nün karamsarlığı kabulleniş değil, tam aksine bir eylem hatta isyan çağrısıdır. Romanı bitirdikten sonra Meursault’ya karşı karışık hisler beslesek de dünyanın iyi bir yer olmadığına ve değişmesi gerektiğine inanırız.”
Mario Vargas Llosa

thumbnail
Önerilen Yazı
Yabancı Kitap Hayranlarına 20 Kitap Önerisi
yabancı gibi kitaplar
albert camus kitapları 22

1942 – Sisifos Söyleni

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Tahsin Yücel
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 160

Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır, intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.

Tanrılar tarafından, her defasında yeniden aşağı yuvarlanacak olan taşı tepeye çıkarmakla cezalandırılan Sisifos, taşı belirlenen noktaya çıkarırken yeniden aşağıya düşeceğini bilse de onu taşımaya devam eder. Sisifos, Camus için bir kahramandır. Onun tek başına didinmesi bile varoluşun anlamsızlığına karşı bir direniştir.

Yabancı romanında okuduğumuz uyumsuzluk duygusu, 20. yüzyıl felsefe tarihinin en mühim metinlerinden biri kabul edilen Sisifos Söyleni’nde düşünsel zeminini bulur. Absürde karşın yaşamayı, başkaldırmanın gerekliliğini savunan Camus uyumsuz kavramını burada somutlaştırır: İnsan öncelikle uyumsuzluğun bilincine varmak zorundadır ve bütün bu anlamsızlığa rağmen direnmeyi seçmelidir.

sisifos söyleni
albert camus kitapları 23

1947 – Veba

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Nedret Tanyolaç Öztokat
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 277

Camus adı çoğu okur için Yabancı romanıyla özdeşleşir. Ancak yazarın en önemli yapıtı aslında “Veba”dır. Keskin bir gözlem gücünün desteklediği arı bir bilinçle Veba, yalnızca çağımızın değil, tüm insanlık tarihinin ortak bir sorununa değinir: Felaketin yazgıya dönüşmesi. Camus’nün hiçbir yapıtında böyle acı bir yazgı, böylesine şiirsel bir dille ele alınmamıştır. “Veba”, insanın ve ışığın şiiridir. Bu şiirde renkler alabildiğine koyu, ancak yazarın sesi o denli umut doludur. Beklenmedik bir boyuta ulaşan veba salgını tüm Oranlıları ilkin umutsuzluğa boğar, ardından Doktor Rieux, Tarron ve Grand’ın gösterdikleri dayanışma örneği, başta yetkililer olmak üzere herkese bir güç ve umut kaynağı olur.

veba
albert camus kitapları 24

1951 – Başkaldıran İnsan

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Tahsin Yücel
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 360

Albert Camus’nün ölümsüz denemesi Başkaldıran İnsan, ilk yayımlandığında büyük tartışmalar yaratmıştı. Kierkegaard ve Dostoyevski gibi öncüllerinin izini süren Camus’nün bu yapıtında savunduğu görüşler, Marksist eleştirmenlerle Sartre gibi Marksizme yakın düşünürlerin sert tepkisiyle karşılaşmıştı.

Bu denemesinde Camus, “başkaldırı dürtüsü”nün, insan doğasının özünde var olan boyutlardan biri olduğunu ileri sürer. “Dünyanın anlamsızlığı”na başkaldırmak ile belirli tarihsel durumlarda toplumu değiştirmek amacıyla eylemde bulunmayı ayrı ayrı ele alır; Fransız Devrimi’nden yola çıkarak devrim sürecinin eninde sonunda bir zorbalık yönetimine vardığını gösterir.

Başkaldıran İnsan, insanlığın siyasal ve sanatsal serüvenine, kalıcılığından hiçbir şey yitirmeyen derin bir bakış getiriyor.

“Kimdir başkaldıran insan? Hayır diyen biri.”
Albert Camus

başkaldıran i̇nsan
albert camus kitapları 25

1954 – Yaz

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Tahsin Yücel
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 96

Yaz, yapıtları arasında organik bağlantı ve bütünsellik ilkesine büyük önem veren Albert Camus’nün (1913-1960) Tersi ve Yüzü, Sürgün ve Krallık ve Düğün adlı kitaplarıyla birlikte birbiriyle ilişkili ya da bağımsız bir metinler çevrimi oluşturur. Doğaya, dağa, denize ve güneşe derinlemesine bir sevgi duymuş, kendisine bir sığınak, düşüncelerine bir yanıt aramış ve Akdeniz ışığında bütün yaşam felsefesinin imgesini bulmuş olan Albert Camus, Yazda Cezayir’in sıcak ve aydınlık doğasından Antik Yunan’ın ölçülü ve ışıklı düşüncesine uzanır. Böylece, Avrupa’nın kapıldığı yıkıcı tutkuyu yalın olduğu kadar hayranlık uyandıran bir mantıkla yargılar ve ortaya çıkan Akdeniz bilinci Albert Camus’nun mutluluk etikasını yaratır…

yaz
albert camus kitapları 26

1956 – Düşüş

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Hüseyin Demirhan
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 99

Albert Camus çağdaş düşün ve yazın dünyasındaki saygın yerini yalnızca oyunlarıyla da, yalmızca “Sisifos Söyleni” ve “Başkaldıran İnsan”la da alırdı belki. Ama Camus’yü Camus yapan öncelikle anlatı yapıtlarıdır. “Yabancı” (1942), “Veba” (1947) ve “Düşüş’se (1956) bu yapıtlar arasında üç büyük doruktur. Ancak, kimi yazınseverler bu üç başyapıt arasında daha çok “Düşüş”ü yeğlerler.

Bu kitap, herhangi bir düşünce ya da savı özellikle öne çıkarmaya çalışmadan, yalın bir anlatım ve özgün bir kurgu içinde, zengin bir düşünce duygu yüküyle, çağdaş dünyayı ve insanlarını derinlemesine sorgulayıp yargılar, çirkinliklerini ve düşkünlüklerini sergiler.

Ama, aynı zamanda, bu dünyada yaşayan, dolayısıyla şu ya da bu biçimde, şu ya da bu ölçüde onun sorumluluğunu taşıyan bireyler olarak tek tek her birbirimize bir ayna tutar, eski avukat Jean-Baptiste Clamence’ın öyküsü aracılığıyla, bize kendini tehlikeye atmadan yaşayanların, yani hepimizin ve her birimizin benzersiz öyküsünü anlatır. “Düşüş”ün yayımlanmasından bir yıl sonra Camus’nün Nobel Ödülünü kazanması bir rastlantı olmasa gerek.

düşüş
albert camus kitapları 27

1957 – Sürgün ve Krallık

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Tahsin Yücel
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 152

Albert Camus’nün genç yaşta ölümünden sonra Jean-Paul Sartre şunları yazmıştı: “Uzun süre düşünmeden seçimini yapmayan, bir kez seçince de buna bağlı kalan ender insanlardandı. Camus’nün insancılığında, ansızın bastıran ölüme karşı insanca bir davranış varsa; mutluluk yolunda giriştiği o gururlu, katıksız araştırma, insana bu denli aykırı gelen ölüme dayanıyor, ölümle besleniyorsa; Camus’nün yapıtını da, bu yapıttan ayrı düşünülemeyecek yaşamını da, varlığın her anını ölümün elinden kapan bir insanın katıksız, başarılı denemesi olarak görebiliriz.”

Kırk dört yaşındayken Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Albert Camus, Sürgün ve Krallık’ta yer alan altı öyküde, acıma, güçsüzlük, iyilik, kötülük gibi insanın temel durumlarını, davranışlarını yönlendiren kurban ve cellat ikilemini ele alıyor.

sürgün ve krallık
albert camus kitapları 28

1958 – Yaratma Tehlikesi

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Alper Bakım
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 48

Sanat salt estetik bir mesele değil, aynı zamanda bir direniştir.

Camus’nün 1957’de gerçekleştirdiği Nobel konuşması ile Uppsala Üniversitesi’nde verdiği konferansı bir araya getiren bu kitap, eserlerini 20. yüzyılın büyük tarihî değişimleri sırasında inşa eden sanatçıların karşı karşıya geldiği güçlükleri ve onların toplumdaki yerini tartışıyor. Yaratma Tehlikesi, “sanat için sanat” ve gerçekçi sanat yaklaşımlarını irdeleyen, her çağın sanatçısına yönelik yankı uyandırıcı bir direniş çağrısı.

yaratma tehlikesi
albert camus kitapları 29

1971 – Mutlu Ölüm

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Ramis Dara
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 150

Camus’nün 1938’de tamamladığı ancak 1960’ta bir araba kazasında ölümünden on yıl sonra, 1970’te basılan bu kitabı, kendi yaşamından altı ana öykü etrafında biçimlenir:

Parlak oyunun öyküsü. Lüks.

Yoksul mahallenin öyküsü. Annenin ölümü.

“Dünyanın Karşısındaki Ev”in öyküsü.

Cinsel kıskançlığın öyküsü.

Ölüm mahkûmunun öyküsü.

Güneşe doğru inişin öyküsü.

Eseri yayına hazırlayan Jean Sarocchi, kitapla ilgili değerlendirmesini şöyle bitirir: “Camus’nün yayımlamadığı Mutlu Ölüm’ün, bir yapıttan çok bir belge olduğunu ve yazarın deha dosyasına eklenmek üzere bu belgede olumlu parçaların bulunmasının onun parlaklığı için yettiğini söylemek gerekir mi? Bunları bulma zevki okura bırakılıyor.”

mutlu ölüm
albert camus kitapları 30

1978 – Yolculuk Günlükleri

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Ramis Dara
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 120

Yolculuk Günlükleri, Albert Camus’nün İkinci Dünya Savaşı ertesin­de, 1946’da Amerika Birleşik Devletleri ve 1949’da Güney Ameri­ka’ya yaptığı gezilerde tuttuğu notları kapsıyor.

Birinci yolculukta Camus, ABD’ye kimi zaman hayran kimi zaman eleştirel gözlerle bakan, Yeni Dünya’yı anlamaya ve değerlendirmeye çalışan bir gazeteci kimliğinde. Bir taraftan da başta Veba olmak üzere gelecekte kaleme alacağı eserleri tasarlıyor.

Güney Amerika’ya gidişindeyse artık resmî makamlarca davet edilmiş dünya çapında bir yazardır. Bu günlüklerde hasta bedeni, daralan soluğuyla, yorgunluk ve sıkıntılarıyla boğuşan, insanlardan uzak durmaya çalışan bir Camus’yle karşılaşıyoruz.

Kitapta sunulan iki defterin ortak ve çok ilginç yönü, Camus’nün iç dünyasını açmaktan öte yazarın ham notlardan, işlenmiş eserlere nasıl geçiş yaptığını görme şansı vermesi. Nesnel dünyanın, bu dünyadan kaynaklanan duygu ve düşüncelerin edebiyata dönüşümüne tanık olmak, kaçırılmayacak bir fırsat.

yolculuk günlükleri
albert camus kitapları 31

1994 – İlk Adam

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Tahsin Yücel
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 312

Albert Camus’nün 1960 yılının Ocak ayında korkunç bir araba kazasında yaşamını yitirmesi, tüm dünyayı derinden sarsmış, zamansız ölümünün yankıları aylarca, hatta yıllarca sürmüştü. O korkunç kaza sırasında yazarın çantasında bulunan bir bitmemiş romanın, İlk Adam’ın, yazarın ölümünden otuz dört yıl sonra 1994’te okura ulaştırılması, tüm dünyada dönemin en büyük edebiyat olayı sayıldı; kitap, benzerine az rastlanır bir ilgi gördü.

İlk Adam bitmemiş bir roman, yazarının tasarladığı son biçimden de oldukça uzak belki; ama ne olursa olsun, XX. yüzyıl edebiyatına damgasını vurmuş bir büyük yazarın elinden çıktığını her satırında belli ediyor; üstelik, bu büyük yazarın kimi yapıtlarında şöyle bir sezinlediğimiz çocukluk ve gençlik dönemini, aile ve okul çevresini benzersiz bir içtenlik, duyarlık ve dürüstlükle yansıtmakta. Büyük yapıtların oluşumu konusunda bulunmaz bir belge niteliği taşıması da cabası.

i̇lk adam
albert camus kitapları 32

Oyun Kronolojik Sıralaması

1943 – Yanlışlık

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Ayberk Erkay
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 96

MARTHA: […] Bıktım usandım artık bu ruhu taşımaktan anne, günü gelse de kavuşsam o güneşin altında bütün soruların küle döndüğü topraklara. Buraya ait değilim ben.

ANNE: Keşke kavuşabilsen bir an evvel ama daha o kadar çok ki işimiz […] ama bil ki sen ait olduğun yere gidiyor olacaksın o vakit, ben yanı başında, kim bilir nereye?

Yıllar sonra evine dönen bir adamın, kendi kaderini çizmeye çalışırken başkalarının felaketi olması ufak bir yanlışlıkla açıklanabilir mi?

Camus’nün 1943 yılında kaleme aldığı Yanlışlık, yanlış zamanda, yanlış yerde bir araya gelen insanların, ölümcül bir yanlış anlaşılmanın neticesinde uğradıkları felaketin, insanın kaderiyle mücadelesinin ve kaçınılmaz yenilgisinin öyküsüdür. Aile mirası tenha bir oteli işletmekte olan anne ile kız, heyecanlarını tüketen, onları nefessiz bırakan, yalnızlığa mahkûm eden yaşamlarından kurtulmanın çaresini, başkalarının felaketi olmakta bulmuşken, artık arınmak istedikleri bu günahı son defa işlemeye hazırlandıkları sırada çıkagelen, henüz bilmeseler de evin yıllardır görmedikleri olacaktır. Bir “yabancı” olarak annesi ve kız kardeşinin hayatlarına giren oğul, attığı her adımda sakladığı gerçekler ve paylaştığı hakikatlerle kaderlerine yön çizecektir.

yanlışlık
albert camus kitapları 33

1944 – Caligula

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Ayberk Erkay
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 136

CALIGULA: […] Kim cüret edebilir seni yargılamaya şu yargıçsız, şu kimsenin masum olmadığı dünyada!

Tarihin şahit olduğu en acımasız tiranlardan biri olan, adı zorbalık, gaddarlık ve delilikle bir anılan İmparator Caligula, Camus’nün sahnesinde, imkânsız olana, gökteki aya sahip olma arzusunun peşinde, halkının felaketine, mutlak zaferine doğru yürüyor.

Albert Camus 1944 yılında son şeklini verdiği Caligula’da, sevdiği kadının ölümünün ardından mutluluğu, özgürlüğü, gücü ve ahlaki değerleri sorgulamaya başlayan genç yaştaki Roma imparatorunun, “göğü denize çalmak, çirkini güzele katmak, kederi neşe kılmak”, yok olanı var etmek adına, sınırsız güçle imtihanını sahneye taşıyor.

İmparator Caligula, her şeyin yegâne sahibi olmasına rağmen, insanların öldüğü ve mutlu olmadıkları bu dünyada mevcut olanlarla yetinmeyecek, imkânsız olanı elde etmek uğruna, imparatorluğunu bir korku ve zulüm zindanına dönüştürecektir. Tüm ahlaki değerleri ve yasaları inkâr eden Caligula, delilikle yaftalanmak pahasına, son nefesine kadar aklın ve vicdansızlığın yolundan vazgeçmeyecek, bu uğurda hem kendini hem sevenlerini hem de bütün Roma halkını yıkıma götürecektir.

caligula
albert camus kitapları 34

1948 – Sıkıyönetim

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Ayberk Erkay
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 160

DIEGO: Susmak haksızlık karşısında, kaybetmek demektir zeytin ekmeği ve yaşama hakkını! Ekmeğinize sahip çıkmak için dahi yenmeye mecbursunuz bugün korkunuzu! Uyan ey İspanya, uyan artık!

Cádiz şehri kaderini tayin ediyor. Korku ve zulümle vücut bulmuş veba şehrin kapılarına dayanmışken, Cádiz halkı bir seçim yapmak zorunda: Korkuya, baskıya karşı isyan etmek ya da kadere, iktidara boyun eğmek.

Albert Camus’nün 1948 yılında, Veba romanından bir yıl sonra kaleme aldığı Sıkıyönetim, imgesel kurgusu, şiirsel dili, gerçeküstü evreniyle Camus edebiyatında ayrı bir yere sahiptir. Veba, Camus’nün sahnesinde, Cádiz şehrine egemen olmak isteyen bir zorba, insanların korkularından istifade etmeye çalışan bir fırsatçı olarak karşımıza çıkar. Eski mutlu günlerini geride bırakan Cádiz halkı, İkinci Dünya Savaşı’nın zulmünü, çaresizliğini ve çürümüşlüğünü tecrübe edecektir.

Korkularıyla yüzleşmeyi, ahlaki değerlerini ve inançlarını sorgulamayı tercih eden Cádiz’li Diego, kimi zaman insani zaaflarına, öfkesine ve umutsuzluğuna teslim olsa da, insana duyduğu aşk uğruna mutlak başkaldırıdan vazgeçmeyecek, vebaya ve ölüme karşı bir halk isyanı başlatacaktır. Vebanın kurduğu sıkıyönetim düzeni, Cádiz halkının korkularıyla beslenerek giderek kuvvet kazanırken, vebayı şehirden uzaklaştıracak rüzgâr, esmek için insanların yüreğinde korkunun dinmesini beklemektedir.

sıkıyönetim
albert camus kitapları 35

1949 – Adiller

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Ayberk Erkay
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 128

DORA: Sakın, sakın böyle söyleme. Sonu yalnız ölüme çıkıyorsa doğru yolda nasıl yürüyor oluruz? Doğru yolun sonu hayata çıkar, güneşe çıkar. İliklerine kadar üşümezsin soğuktan…

Albert Camus emsalsiz acıların, fedakârlıkların, vazgeçişlerin ardından, hedefe ulaşmaya bir adım kala, insanın insanla yüzleşmesine şahit olmaya davet ediyor okurları.

Camus 1949 yılında kaleme aldığı ve tarihî bir hadise üzerine inşa ettiği Adiller’de, yirminci yüzyıl başında, Moskova’da, devrimci bir örgütün Grandük Sergey’e suikast girişimini konu alır. Benzer amaçlar, idealler ve acılarla bir araya gelmiş, sıfatı ne olursa olsun bir “insan”ın yaşamına son vermenin eşiğinde bulunan örgüt üyeleri, “insan”la yüzleşmek zorunda kalacakları o “son anda” en büyük sınavlarını vereceklerdir.

Ülküsü uğruna işkencelere maruz kalmış, hayallerini, duygularını yitirmiş, gelecek nesillerin özgürlüğü için yaşamını sürdüren Stepan, ölüm ve yıkımdan sonsuza dek kurtulmak, sevgiyi ve aşkı geri kazanmak uğruna bu savaşa katılmaya razı olan Yanek ve Dora, vazifesiyle insani arzuları arasına sıkışmış olan Annenkov, masum çocukların ölümüne sebep olabileceği ortaya çıkan bu suikastı ve sonuçlarını sorgulamaya başladıkları noktada, varoluş amaçlarını, eylemlerinin haklılığını, insana ve yaşama karşı ne kadar adil olduklarını da sorgulamaya başlamış olurlar.

adiller
albert camus kitapları 36

1962 – Asturya’da İsyan

Yazar: Albert Camus
Çevirmen: Ayberk Erkay
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 72

Ben ihtiyar SantIago, bir ömür yaşadım, mutluluk nedir bilmedim. Babam madenciydi, dedem de, dedesinin dedesi de […] Kış gelecek, kar yağacak, şu dünyada kimseler adımı anmayacak.

1934 yılı, 5 Ekim’i 6 Ekim’e bağlayan gece… Asturyalı maden işçileri, sömürü düzenine, baskı rejimine, haksızlığa karşı isyan ateşini yakarlar. Bu ateşin, Oviedo’nun küçük bir kasabasında yaşayan insanlara ulaşması uzun sürmez.

Albert Camus’nün 1935 yılında, 22 yaşındayken Alger Emek Tiyatrosu’ndan üç dostuyla birlikte kaleme aldığı Asturya’da İsyan, 1934 yılında Asturya’da yaşanan işçi isyanını konu alır. 5 Ekim gecesi Asturyalı maden işçilerinin başlatmış olduğu grev, İspanyol hükümetince görevlendirilen ordu tarafından 19 Ekim günü bastırılmış, geride çok sayıda ölü, binlerce yaralı bırakmıştır.

Oviedo halkı, kendini bir anda isyanın ortasında bulmuşken güç dengeleri değişecek, yeni şartlara göre yeni menfaatler belirlenecek, ahlaki değerler ve inançlar yeniden sorgulanacak, ilişkiler sil baştan düzenlenecektir. Savaş görmemiş genç bir delikanlı, ömrünün son günlerini yaşayan bir meczup, yıllardır bugünün hayalini kuran idealistler, bu kargaşada yerlerini arayan kadınlar, çok geçmeden savaşa dönüşen bu isyandaki yerlerini alacaklardır. İktidarın sahip olduğu muazzam gücün karşısında neticesi dünden belli bir mücadeleye giren bu insanların farklı öyküleri fakat ortak bir düşleri vardır.

asturya'da i̇syan
albert camus kitapları 37
E-Bülten Abonesi Olun

En yeni içeriklerimizden ilk sizin haberiniz olsun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Gizlilik politikamızda daha fazlasını okuyun.
Lütfen spam klasörünü kontrol edip güvenli olarak işaretleyin.


Warning: Invalid argument supplied for foreach() in /home5/yokyerki/public_html/wp-content/themes/geoit/frameworks/reaction.php on line 56

2017 yılının Aralık ayında kurulan ve farkındalık yaratmak amacıyla gönüllülerin oluşturduğu bir topluluk.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
afşin kum

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir