1. Ana Sayfa
  2. Benzer Kitaplar

“ZEMBEREKKUŞU’NUN GÜNCESİ” HAYRANLARINA OKUMA ÖNERİLERİ

“ZEMBEREKKUŞU’NUN GÜNCESİ” HAYRANLARINA OKUMA ÖNERİLERİ
0

Tokyo’nun mahallerinden birinde yaşayan genç Toru Okada, karısının kayıp kedisini aramaktadır. Toru, çok geçmeden Tokyo’nun kendi halindeki yüzeyinin alt kısımlarında gizlenmiş bir dünyada karısını da ararken bulur kendini.

Zemberekkuşu’nun Güncesi

Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Nihal Önol
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 744

Tokyo’nun mahallerinden birinde yaşayan genç Toru Okada, karısının kayıp kedisini aramaktadır. Toru, çok geçmeden Tokyo’nun kendi halindeki yüzeyinin alt kısımlarında gizlenmiş bir dünyada karısını da ararken bulur kendini. Toru’nun arayışları birbirleriyle kesişirken Toru Okada, burada tuhaf bir grup müttefikle ve kötü karakterle karşılaşır: psişik güçlere sahip bir hayat kadını, kötü kalpli fakat medyatik bir politikacı; 16 yaşında marazi bir kız ve Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Mançurya Seferi’nde yaşadığı son derece berbat deneyimler yüzünden kalıcı hasar almış yaşlı bir gazi…

“zemberekkuşu'nun güncesi̇” hayranlarina okuma öneri̇leri̇ 1 – zemberekkusunun guncesi

Yalnızlığın Keşfi

Yazar: Paul Auster
Çevirmen: İlknur Özdemir
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 207

Can Yayınları arasında çıkan kitaplarıyla tanıdığınız Paul Auster’dan ilginç bir anı-roman daha sunuyoruz. Yalnızlığın Keşfi adlı bu anı-romanın Görünmeyen Bir Adamın Portresi başlıklı bölümünde, yazar, babasının ölümünden sonraki duygularını ve anılarını anlatıyor. İkinci bölüm olan Anı Kitabı’nda ise mercek kendi babalık konumuna çevriliyor. Kendisinden ve gerçeklerden kaçan, ‘varolmama’yı seçen babasının düz ve yavan kişiliği ile dünyayı sorgulayan ve onu kavramaya çalışan kendisi, romanın yaşamsal eksinini oluşturuyor. Yazar, baba-oğul söylencelerine yaptığı göndermelerle bu ilişkiyi yeniden irdelerken, yaşam, ölüm, bellek, dil üzerine de düşünmekte, öykülemenin ve yazmanın doğasındaki müthiş yalnızlığı keşfetmeye çalışmaktadır.

Kişisel Bir Sorun

Yazar: Kenzaburo Oe
Çevirmen: Hüseyin Can Erkin
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 232

“Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar…”

Büyükşehir ortamındaki yalnızlaşma ve yabancılaşma sancılarından kurtuluşu Afrika gezisi hayallerinde arayan dershane öğretmeni Bird. Karısı her an doğum yapmak üzeredir ve evlendiği anda iyice azalan Afrika gezisine çıkma umudu, çocuğun doğumuyla tümüyle sönecektir.

Bir de çocuk beyin fıtığı gibi ender rastlanan bir anormallik ile doğuverince, Bird kendini bir karabasanın ortasında bulur. Yaşadığı utanç ve korku onu önce alkole ve sorumluluklarından kaçmaya, sonra çocuğu yeryüzünden bir an önce silinmesi gereken bir düşman olarak görmeye kadar götürecektir…

2666

Yazar: Roberto Bolano
Çevirmen: Zeynep Heyzen Ateş
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 992

Kuzey Meksika’dan Nazi Almanyası’na, Stalin’in Moskovası’na, Drakula’nın kalesine ve denizlerin derinliklerine uzanan çarpıcı bir edebi labirent… Bolaño, ölümle yarışarak yazdığı 2666’da, kötülüğün en yalın halinin günümüz Meksika’sından bir gazete haberiyle başlayan hikâyesini anlatıyor. Hikâyenin geçtiği Santa Teresa sadece Cehennem olmakla kalmıyor, aynı zamanda da bir ayna; “sürekli işe yaramaz bir değişim içinde olan zengin ve yoksul Amerika’nın” hüzünlü bir aynası.

“Bu yılki okumalarıma çoğunlukla Roberto Bolaño hâkimdi. Bolaño, 2666’da Güney Amerika, ABD ve Avrupa geleneklerini; modernizmin vahşi gerçekçiliği ile suç romanlarını pürüzsüz bir şekilde bir araya getiriyor. Bolaño’nun romanları, yazarı modern edebiyat tarihinde önemli bir yere oturtuyor.”
Kazuo Ishiguro

“Bu doğaüstü roman tasvir edilemez; bütün ihtişamıyla yaşanması gerekir. Gelmiş geçmiş en korkunç gerçek cinayet furyasıyla, Juarez (Meksika) ve çevresinde öldürülen 400’den fazla kadınla ilgili olduğunu söylemek belki de yeterli.”
Stephen King

“Kitaplar pek çok işe yarar, sizi bazen çalışmaya bazen eğlenmeye ve bazen de yazmaya teşvik eder. Bolaño’yu okumak bana yazma konusunda ilham veriyor. Tam bir dâhi.”
Patti Smith

Gizemler

Yazar: Knut Hamsun
Çevirmen: Haydar Şahin
Yayınevi: Monokl
Sayfa Sayısı: 272

1920 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Knut Hamsun’dan Dostoyevski’nin Budala’sı ile eş değerde görülen muhteşem bir roman. Gizemler, gizemli kurgusuyla ve yalın biçimiyle okuyanı kendine hayran bırakıyor.

Gizemler’i okuduktan sonra Nagel karakterini hiçbir zaman unutamayacaksınız.

“Gizemler’e duyduğum yakınlığı hiç kitaba duymadım.”
Henry Miller

“Nobel ödülünü hiç kimse Hamsun kadar hak etmemiştir.”
Thomas Mann

“Geçen yaz ortasında Norveç’in küçük kıyı kasabalarından biri epeyce sıra dışı olaylara sahne oldu. Bir yabancı geldi; Nagel adındaki bu ilginç, kendine özgü şarlatan, yığınla tuhaflık yapıp geldiği gibi birdenbire ortadan kayboldu. Dahası, genç ve gizemli bir kadın, kim bilir ne için, onu ziyaret etti; ancak birkaç saat kalma cesareti gösterdikten sonra kendi yoluna gitti. Ama olaylar böyle başlamıyor…”
Knut Hamsun

Sombrero

Yazar: Richard Brautigan
Çevirmen: Zekeriya Şen , Melis Oflas
Yayınevi: Altıkırkbeş Basın Yayın
Sayfa Sayısı: 168

Şu ana kadar Sombrero hakkında bilinenler şöyle:

1. Gökyüzünden düştü.

2. Büyüklüğü 7

3. Çok soğuk. Sombrero hakkında işimize yarayacak birkaç bilgide şöyledir.

4. Sombrero siyah renkte, (Şu ana kadar bu gerçeğin belirtilmemiş olması çok ilginç)

5. Sombrero’nun soğuk olduğu biliniyor, fakat şu ana kadar gerçek hiç belirtilmemişti İşte: Sombrero’nun gerçek derecesi sıfırın altında 24 derecedir. Bu soğuk bir Sombrero.

Başkasının Yüzü

Yazar: Kobo Abe
Çevirmen: Barış Bayıksel
Yayınevi: Monokl
Sayfa Sayısı: 220

“başkasinin yüzü” yüzünüz tümüyle yandi, yeniden yapildi, şimdi başka bir yüzünüz var. Kendinizi taniyamaz haldesiniz, başkalari da sizi taniyamaz halde. Peki şimdi nasil yaşayacaksiniz?

“Muhtemelen kızgınsın, kendini aşağılanmış da hissediyorsun ama lütfen kendine hakim ol ve gözlerini ayırmadan okumaya devam et. Bu anı yara almadan atlatıp, bana doğru bir adım atmanı, nasıl çaresizce istediğimi bir bilebilsen. O mu beni yendi, yoksa ben mi onu? Her halükarda maskeli oyunun perdesi artık kapandı. Onu öldürdüm ve kendimi suçlu ilan ettim…

Ve çok iyi biliyordum. Artık senin üzerinde hiçbir hakkım olmadığı hâlde, bana zincirle bağlı bir kurban olduğun fikri, işime geldiği için uydurduğum koca bir yalandan ibaretti. Sen bu kaderi bir an olsun bocalamadan kendi isteğinle kabul etmiştin. Gülümsemeye geçerkenki o parıltın belki de en çok senin kendin üzerinde etkiliydi. Bu da demek oluyor ki istesen beni hemen bırakıp gidebilirdin. Bunun benim için ne kadar korkunç bir şey olduğunu anlayabilir misin? Senin binlerce ifaden var fakat benim tek bir yüzüm bile yok.”
Kobe Abe

“Hem dolambaçlı hem de bağımlılık yapıcı.”
David Mitchel

“Hem Poe hem de Kafka akla geliyor. Kobo Abe sayfalarda hiç dinmeden atan bir heyecan yaratıyor. Okudukça okuyorsunuz ve okuyorsunuz.”
The New Yorker

“Bazıları onda Kafka’nın bilinmeyene yönelik manipülasyonlarını, başkaları ise örneğin yarattığı kum çukuru metaforu ile Beckett’in esintilerini bulacak.”
Saturday Review

9. Rüya

Yazar: David Mitchell
Çevirmen: Pınar Aslan
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 504

Yirmili yaşlardaysanız, paranız yoksa ve güvenebileceğiniz tek kişi John Lennon’sa bir şehir son derece karmaşıktır.

İsmini bile bilmediği babasını aramak için Tokyo’ya gelmiş yirmi bir yaşında gayrimeşru bir genç. Gerçek ile hayalin, rüyalar ile kâbusların birbirine karıştığı ve insanların kendileri için başka gerçeklikler hayal ettiği bir roman. Bilgisayar oyunlarının ve manga çizgi romanlarının etkisinin her yerde kendini hissettirdiği bir kurgu.

Yaşanılan gerçekler bile çizgi roman kadar kuşkulu…

Hem gündüz gözüyle hem de uyurken görülen rüyalar bile fazlasıyla dramatik… Bulunan gizemli ipuçları, sapılan tehlikeli yollar… Sekiz hafta süren bir av, şehir ile akıl arasında cereyan eden bir kovalamaca; felsefi, renkli ve bazen de şiddet içeren göz alıcı bir hikâye…

Kvaidan

Yazar: Lafcadio Hearn
Çevirmen: Zeynep Avcı
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 170

“Japonya’nın Edgar Allan Poe’su” olarak tanınan Lafcadio Hearn (1850-1904), büyük bölümü Japon, birkaçı Çin kaynaklı fantastik öykülerden oluşan Kvaidan’da, okurun ruhunda ve teninde ürpertiler uyandıran tuhaf masallar anlatıyor. Büyük ölçüde geleneksel Japon edebiyatından derleyip yeniden kaleme aldığı şaşırtıcı, gizemli, şiirsel öyküler sunuyor okurlara. Bu büyülü kitabın ilk bölümünde on yedi “tuhaf öykü”, ikinci bölümünde ise kelebekler, sivrisinekler ve karıncalar üstüne hikâyeler yer alıyor.

Yunanistan’ın Lefke adasında doğan, İrlanda, İngiltere, Fransa ve ABD’de yaşadıktan sonra Japonya’ya yerleşip Japon olmayı seçen Lafcadio Hearn, bu kitabında, Uzakdoğu’nun sihirli dünyasının kapılarını ardına kadar açıyor. Ruhlar ve hayaletler âleminden garip, afallatıcı, unutulmaz kesitler aktarıyor.

Vertigo

Yazar: W. G. Sebald
Çevirmen: Hulki Demirel
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 224

Bu gümbürtüden, arkamızdan gelecek hayat oluşuyordu şu anda ve arkamızdan gelen bu hayat bizi yavaş yavaş yok edecekti, tıpkı bizim, bizden çok önce var olanı yavaş yavaş yok ettiğimiz gibi.” Korkunun, bunaltının ve ruh daralmasının insanda yarattığı hislerin izini süren dört öykü anlatıyor Sebald bize Vertigo’da. Birbirinden bağımsız da okunabilen, fakat sanatsal olarak iç içe örülmüş esrarlı öyküler bunlar: Stendhal’i, Kafka’yı ve bizzat Sebald’i kıskıvrak yakalayan yoğun bir içsel yaşantıdan, melankolik bir duygu durumundan bahsediyorlar. Gerçekliğe dair algı bir kez bozulup da denge kaybolunca, hatırda kalanlar ile aslında olanlar arasında açılan o tehditkâr yarıkta anlatıcının kapıldığı baş dönmesini okurun bilincine taşıyorlar.

Ölümsüzlük ve Pilgrim

Yazar: Timothy Findley
Çevirmen: Dilek Şendil
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 486

Zaman: Yirminci yüzyılın başı. Yer: Zürih yakınlarındaki Burghölzli Psikiyatri Kliniği. Sanat tarihçisi Pilgrim, bir dizi başarısız intihar girişiminden sonra ölemediğini anlayıp klinikte tedavi görmeye başlar. Doktoru olan ünlü psikiyatr Carl Gustav Jung’a, ‘ölmek istediğini, ama ölemediğini, insanlık durumunun içine sıkışıp kalmış olmaktan bıktığını’ söyler. Böylece, bilinenin aksine, kendin meslektaşlarından üstün gören, hırslı, küstah ve mistik bir kimlikle tanıtılan Jung ile, sonsuz yaşamın ve zamanın olanca ağırlığını bilincinde taşıyan Pilgrim arasında bir çekişme başlar. Bu kavgaya, her ikisini de azarlayan, cezalandıran ve sorgulayan iç sesleri de karışır; Pilgrim’in belleğinde taşıdığı ve güncelerine aktardığı uygarlıkların ortak anısı da katılınca, Jung en önemli kuramına ulaşır: ‘tüm insanların paylaştığı ortak bir bilinçaltının varlığı’.

Pilgrim’in gizemli geçmişi, Zürih’teki klinikten zamanın ötesine uzanan bir yolculuk yaparken, Timothy Findley, başkalarının bilinçaltıyla kendi bilinçaltı arasındaki bağların ve tarihin dayattıklarının içine hapsolup kalmış bireyin kendini aramasının öyküsünü anlatıyor. Son on yılın psikoloji temelli en önemli birkaç romanından biri olan, gizem, din, tarih, psikoloji ve felsefenin ilginç bir karışımından oluşan Ölümsüzlük ve Pilgrim, bireysel akıl sağlığının deliliğin hükmündeki bir dünyada herhangi bir anlamının olup olmadığını sorguluyor.

Göldeki Kadın

Yazar: Raymond Chandler
Çevirmen: Gül Bostancı
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 290

Philip Marlovve bu kez Los Angeles’ın taşrasında geziniyor. Dağların arasında, Puma Gölü’nün kıyısında… Kentte binalardan oluşan gürültülü cangılın yerini burada gerçek ağaçlardan oluşan dingin bir orman alıyor. Ama ormandaki dinginlik de kısa sürede insan eliyle bozuluyor. O enfes gölün içinden bir kadının cesedi çıkarılıyor. Ve Marlowe, katili bulmak için, her şeyin başladığı yere, kente geri dönüyor. Çünkü karanlığın kalbi vahşi doğada değil, insanın yarattığı uygar kentlerin merkezinde atıyor. Karanlık ilişkilerle sarmalanmış kentliler, kirli polisler, dişiliklerini kullanarak bu acımasız erkek dünyasında ayakta kalmaya çalışan güzel kadınlar… Yani bildiğiniz insanlık durumu. Dedektifimiz ilginç bir hikâyeyle bizi bu insanlık durumuyla bir kez daha yüzleştiriyor.
Ahmet Ümit

Avunamayanlar

Yazar: Kazuo Ishiguro
Çevirmen: Roza Hakmen
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 544

Dünyaca ünlü piyanist Ryder, önemli bir konser vermek için isimsiz bir Avrupa şehrine gelir. Birkaç gün sonra sahneye çıkacağını bilse de, bundan başka hiçbir şey hatırlayamaz; karşılaştığı herkesin niçin ondan bir şeyler istediğini, çok uzak olması gereken yerlere nasıl hemen ulaşıverdiğini, saatler sürmesi gereken bir sohbeti üç dakikalık asansör yolculuğuna nasıl sığdırdığını anlayamaz. Kendini olaylara ve çevresindeki insanlara teslim eden belleksiz piyanist, geçmişin ve geleceğin kırılgan bir şimdiki anda çakıştığı sürreal bir dünyaya savrulur. Çok geçmeden, yaklaşan konser gecesinin hayatının en önemli performansı olduğunu fark edecektir.

İşlevini yitirmiş toplumsal düzenin bireyler üzerindeki yaralayıcı baskısını hemen her eserinde zarafetle ilan eden Kazuo Ishiguro, Avunamayanlar’da hayatı kontrolden çıkan bir adamın çok boyutlu hikâyesini anlatıyor.

E-Bülten Abonesi Olun

En yeni içeriklerimizden ilk sizin haberiniz olsun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Gizlilik politikamızda daha fazlasını okuyun.
Lütfen spam klasörünü kontrol edip güvenli olarak işaretleyin.

İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yazar Hakkında

2017 yılının Aralık ayında kurulan ve farkındalık yaratmak amacıyla gönüllülerin oluşturduğu bir topluluk.

Yorumunuzu Bekliyoruz