1. Ana Sayfa
  2. İzle-Oku-Gez

Yunanistan Kitapları – 10 Kitap!

Yunanistan Kitapları – 10 Kitap!
0

Yunanistan Kitapları, Yunanistan ya da resmî adıyla Helen Cumhuriyeti, Balkanlar’da bulunan bir ülkedir. Nüfusu 2019 itibarıyla yaklaşık 10,72 milyon kişi olan Yunanistan’ın başkenti ve en büyük şehri Atina iken ikinci en kalabalık şehri Selanik’tir.

thumbnail
Önerilen Yazı
Yunanistan Filmleri – 7 Film!

Yunanistan Kitapları

Büyücü

Yazar: John Fowles
Çevirmen: Meram Arvas
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa Sayısı: 672

Çağının yarı entelektüel bunalımlarını geçirmekte olan, Oxford mezunu Nicholas Urfe, İngiltere’nin kasvetinden ve aşktan kaçmak için ücra bir Yunan adasına İngilizce öğretmeni olarak gider. Tek başına sıkıntılı günler geçirdiği, şair olma hayallerinin de suya düştüğü bir sırada, gizemli milyoner Conchis ile tanışır… Büyücü insan zihninin labirentlerinde dolaşan metafizik bir eğlence trenidir adeta. Bu labirentlerde gerçeklikle sanrı arasındaki gri bölge kahramanımızca ihlal edilir. Birbiri ardına gelişen ürkütücü olayların, aşk ve ihanetin sonucunda Urfe başta kendi akıl sağlığı olmak üzere her şeyden şüphelenir bir duruma gelir.

Mitolojik öğelere ve Shakespeare’in ünlü oyunu Fırtına’ya çeşitli göndermelerin yapıldığı hikâyede John Fowles, savaşın acımasızlığını, bir Akdeniz adasının dinginliğini, insan zihninin karmaşık yapısını, kadın-erkek ilişkisinin doğasını, Tanrı ve özgürlük kavramlarını ustaca anlatımıyla irdeliyor. Gerçek özgürlüğün ancak kendini tanımakla mümkün olabileceği savından yola çıkılarak hayallerle gerçek deneyimler arasındaki ilişkiler, Fowles’un Prospero’su Conchis tarafından bir dizi yanılsama, maske ve gösteriyle çarpıcı bir biçimde sahneye konuyor. Büyücü’de, insanlığın karşı karşıya bulunduğu tehdit, Batı kültürünün duvarları arasına olduğu kadar insanın kendi bilincinin duvarları arasına da gizlenmiştir. Urfe gibi, içinde doğdukları kültürün sosyal yapılarınca dayatılan davranış kalıplarından uzak durma özgürlüğüne sahip olduklarını keşfeden bireylerin çabalarıyla varılabilecek yeni bir bilinç düzeyine yolculuktur bu.

Random House’un 20. yüzyılda İngiliz dilinde yazılmış en iyi yüz yapıt listesinde yer alan Büyücü, kişisel özgürlüğe ulaşmanın ve insanın kendini keşfetmesinin zorluklarına dair bir edebiyat şöleni…

thumbnail
Önerilen Yazı
Büyücü Hayranlarına 14 Kitap Önerisi

“Ancak Marquis de Sade, Arthur Edward Waite, Sir James Frazer, Gurdjieff, Madam Blavatski, C. G. Jung, Aleister Crowlley ve Franz Kafka’dan oluşan bir ekibin tasarlayabileceği, ihtişamlı bir gerilimle örülmüş bir muammanın romanı.”

Financial Times
büyücü
thumbnail
Önerilen Yazı
Yunan Mitolojisinden İlham Alan 13 Kitap

Ada

Yazar: Victoria Hislop
Çevirmen: Beril Tüccarcıbaşı Uğur
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 416

Hayatını değiştirecek bir karar alma noktasına gelen Alexis Fielding, annesinin geçmişini öğrenmek için yanıp tutuşuyordu. Annesi Sofia ise, geçmişten bahsetmemekte kararlıydı. Yalnızca, Londra’ya taşınmadan önce, Girit’te, küçük bir köyde büyüdüğünü söylemişti. Fakat Alexis, Girit’e gitmeye karar verdiğinde, Sofia, eski bir dosta götürmesi için kızına bir mektup verdi. Bu mektup, ailesinin geçmişine ait sırrı çözmesinde Alexis’e yardım edecekti.

Alexis, Plaka’ya vardığında, kıyının biraz uzağındaki küçük ve terkedilmiş Spinalonga Adası’nın bir zamanlar, Yunanistan’ın cüzzam kolonisi olduğunu öğrenecek ve sarsılacaktı. Çok geçmeden Fotini’yi bulacak ve Sofia’nın gizemli geçmişini keşfedecekti. Büyük büyükannesi Eleni ve kızlarının, cüzzam ve savaşla yaralanan trajik hikayesini ortaya çıkaracak, adayla ne kadar sıkı bir bağının bulunduğunu ve sırların yaşamlarını nasıl yönlendirdiğini anlayacaktı…

ada

Zorba

Yazar: Nikos Kazancakis
Çevirmen: Ahmet Angın
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 335

Nikos Kazancakis, çağdaş Yunan edebiyatının ancak buzlucam ardından seçilebilen, tedirgin ve büyük kişiliklerinden biri olarak çok tartışıldı, yanlış bilindi, az sevildi.

Zorba adlı bu romanı, onun kendisiyle giriştiği bir tür sessiz hesaplaşma sayılabilir. Geçmişin, elden kayıp giden zamanın ve insanın temel yanılgılarının bir kez daha gözden geçirilmesidir bu roman. Zorba aracılığıyla Kazancakis özyaşamının yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir bilançosunu çıkarır. Bu bağlamda ele alınınca, bu roman, Zorba ile yazarın yaşam öykülerinin çizili sınırları arasında sonsuz atkı ve çözgülerle sokunmuş büyülü bir kumaştır, denebilir; baştan sona sürekli bir arayışı, sonu gelmez çabaları yansıtan bir kanaviçedir; insanı arayışın serüvenidir…

thumbnail
Önerilen Yazı
“Zorba” Hayranlarına Okuma Önerileri
zorba

Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini

Yazar: Louis de Bernieres
Çevirmen: Sevgi Sanlı, Özden Arıkan
Yayınevi: Nora
Sayfa Sayısı: 656

1941 yılında, genç bir İtalyan subayı olan Antonio Corelli, işgal kuvvetlerinin emriyle Kefalonya’ya sevk edilir. İlk günlerde yerel halk tarafından dışlansa da, barışçıl bir savaş yürütmek isteyen tutkulu ama fanatiklikten uzak kişiliğiyle, zamanla kibar, esprili bir asker ve muhteşem bir müzisyen olduğunu kanıtlar.

Bölge doktorunun kızının, bir yeraltı militanı olan nişanlısına yazdığı mektuplar yanıtsız kalınca, bir aşk üçgeninin ortaya çıkması da kaçınılmaz hale gelir. Ancak bu kırılgan aşk, yaklaşan vahşi savaşın ayak sesleri duyulurken ve işgalciyle direnişçinin arasına kalın çizgiler çizilirken var olmayı başarabilecek midir?

“Hipnotize edici… İncelikle, canlı renklerle, dallanıp budaklanan detaylarla örülmüş muhteşem bir gergef gibi… Savaşın anlamsızlığı üzerine çarpıcı ve etkileyici bir yorum. Bu büyülü kitabı okuyup bitirdikten sonra uzun zaman etkisinden kurtulamadım.”

Marian Keyes

“Harika bir epik roman… O kadar güzel ki, onu olduğu gibi tanımlayacak yeni bir fiil icat etmek gerekiyor. Her mânâda hatırlanmaya değer sürükleyici bir kitap bu. Romanın kıvrımları, keşifleri ve sıcaklığı insanı sürükleyip götürüyor.”

Derwent May
yüzbaşı corelli’nin mandolini

Ateş Geçitleri

Yazar: Steven Pressfield
Çevirmen: Sinem Sancaktaroğlu Bozkurt
Yayınevi: Bilge Kültür Sanat
Sayfa Sayısı: 399

Binlerce yıl önce, Herodot ve Plutarch yazdıkları tarihlerde Isparta toplumunu ölümsüzleştirdiler, fakat günümüzde bu antik kentten ve bu görkemli kültürün sosyal yapısından elimizde çok az veri var. Bu uygarlıktan kalan az sayıdaki antik izlerden biri de, Isparta kentinden binlerce mil ötedeki Termopilai adında küçük bir Yunan dağında bulunmaktadır. Isparta’nın en iyi savaşçılarından oluşan üç yüz kişilik ordusu, Pers İmparatorluğu’nun saldırılarına yürekli bir biçimde işte burada karşı koymuştu. Dağda bulunan basit bir dikili taş, onların gömüldüğü yeri göstermektedir.

Yazar bu taştan yola çıkmış ve Isparta söylencelerini akademik bilgilerle zenginleştirerek, kusursuz bir tarihi roman yazmış. Romanın anlatıcısı, bu destansı savaştan canlı kurtulmayı başarmış tek Isparta savaşçısı.

Ateş Geçitleri; tarihi, gizemi ve dokunaklı aşk öykülerini bütünleştirip, yazıdaki Homer geleneğini yirmi birinci yüzyıla taşıyan destansı bir roman.

ateş geçitleri

Middlesex

Yazar: Jeffrey Eugenides
Çevirmen: Solmaz Kamuran
Yayınevi: Domingo Yayınevi
Sayfa Sayısı: 605

Ben iki kez doğdum: İlkinde 1960 yılının Ocak ayında, Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey’de bir acil kliniğinde, ama bu defa ergenlik çağında bir delikanlı olarak.

Bu cümleyle başlıyor, içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük romanların biri olarak gösterilen Middlesex. Kuşaklar boyunca ondan ona geçip sonunda küçük bir kızın, Calliope Stephanides’in bedeninde çiçeklenen bozuk bir genin hikayesi bu. Genin yolculuğunun sonlandığı yerde, Calliope’nin kendi yolculuğu başlıyor, karşısında ise o yaman soru: Bizi biz yapan şey nedir; genlerimiz mi, seçimlerimiz mi? Ve böylece dinlemeye başlıyoruz Stephanides ailesinin Osmanlı Bursası’ndan Henry Ford’un Detroit’ine uzanan, çağın tüm gelgitlerinden nasibini almış seksen yıllık büyüleyici öyküsünü. Koza Han, İzmir yangını, hayalleri taşıyan dökük gemiler, fabrika dumanları altında kıpırdanan Detroit, içki yasağı, ayaklanmalar, onca hayal kırıklığına rağmen tükenmeyen olasılıklar… Sonunda birleşip Calliope Stephanides’i oluşturacak tüm parçalar.

thumbnail
Önerilen Yazı
“Middlesex” Hayranları İçin Okuma Önerileri
middlesex

Petros Amca ve Goldbach Sanısı

Yazar: Apostolos Doxiadis
Çevirmen: Devrim Denizci Çavuş
Yayınevi: The Roman
Sayfa Sayısı: 158

Eleştirmenlerin hayranlığını kazanan bu uluslararası çok satan kitapta, matematik dehası PetrosPapachristos’un ömrünün büyük bir kısmını matematik alanında karşılaşılmış en büyük zorluklardan birine, GoldbachSanısı’na adadığını göreceksiniz. Kolay görünen bu aldatıcı sanıya göre; 2’den büyük her çift sayı, iki asal sayının toplamına eşittir. Bu sanıyı ispatlama amacıyla yanıp tutuşan matematikçinin hayatta başka bir amacı kalmamıştır.

Zaman içinde, genç ve azimli yeğeni dışında ailesindeki herkes ona sırtını dönmüştür. Hikâyenin kahraman anlatıcısı olan bu genç adam; aralarında G.H. Hardy, Hint dehası SrinivasaRamanujan ve genç bir Kurt Gödel bulunan muhteşem tarihi kişilikler eşliğinde Petros Amca’nın sırlarla dolu çarpıcı geçmişini aydınlığa kavuşturmayı amaçlamaktadır. Bu sırada birbirini tanımaya başlayan amca ile yeğen arasında bir bağ kurulur. Bunun sonucunda kendilerini, akıl sağlıklarını tehlikeye atabilecek türden matematiksel bir takıntının pençesinde bulurlar.

petros amca ve goldbach sanısı

Marousi’nin Devi

Yazar: Henry Miller
Çevirmen: Avi Pardo
Yayınevi: Siren Yayınları
Sayfa Sayısı: 216

Yengeç Dönencesi ve Oğlak Dönencesi gibi klasiklere imza atmış dev bir yazardan, bir yaşam ve insanlık manifestosu: Marousi’nin Devi. Yirmi yıl boyunca tatil yapmadıktan sonra bir seneliğine çalışmama kararı alarak Yunanistan’a giden bir yazarın, Henry Miller’ın kendi ışığını bulma öyküsü. Miller’ın yanı sıra Seferis, Katsimbalis, Lawrence Durrell gibi dev yazar ve şairlerin, yer yer caz, yer yer kaval ezgilerinin ve her daim şarap, sohbet ve serüvenin eşliğinde bir yaşam şöleni.

Henry Miller, en iyi yapıtı olarak nitelediği Marousi’nin Devi’nde kan ve ter dökmekten usanmayan bir dünyaya karşı durmanın yolunu çiziyor ve onca karanlığa, onca çarpıklığa inat, ışığa yürüyor. Yoksul Yunan kasabaların aydınlıklarına, her şeye rağmen kendi ışığıyla parlayan insanlara ve imgelemin hakikatle coştuğu doğa manzaralarına uzanan bu zamansız anlatı, insanlık trajedisinin tüm çıkmazlarına parmak basarak barış, huzur ve coşku dolu bir dünyaya çıkan yolun temel taşlarını döşüyor.

Marousi’nin Devi, insanca, özgürce ve kendince yaşamanın, yaşamla bir olmanın destansı öyküsü. “Kendi olanaklarına terk edildiğinde insan her zaman Yunan usulü bir başlangıç yapar – birkaç keçi ve koyun, derme çatma bir baraka, küçük bir tarla, birkaç zeytin ağacı, bir dere, bir kaval ile.”

marousi'nin devi

Kızıla Boyalı Saçlar

Yazar: Kostas Mourselas
Çevirmen: Kosta Sarıoğlu
Yayınevi: Kırmızı Kedi
Sayfa Sayısı: 456

“Taksitle kitap sattığı bir kız vardı. Ona ha bire kitap götürüyordu ama o hiç ödeme yapmıyordu. Bir sabah Aleka’nın, yirmi bin drahmiden fazla tutan kitap alışverişi yaptığının farkına vardığında durumun ciddiyetini anladı. ‘Aleka neler oluyor? Babana birkaç kuruş vermesini söylesene,’ dedi. ‘Benimle evlen, ödeşelim. İster misin?’ dedi Aleka da. Bu dünyada her şeyi doğal karşılayan Luis kabul etti. ‘İsterim,’ dedi.”

14 yıl önce Türkçede ilk yayımlandığında kısa sürede en çok okunan kitapların başına yerleşen, yine kısa sürede 100.000’den fazla okura ulaşan Kızıla Boyalı Saçlar’ın sıradışı kahramanı Luis, kendini özgürlüğe adamış, bir insana, bir işe, bir yere kesinlikle bağlı kalmak istemeyen, kafasına eseni yapan, hayallerinin peşinden koşan sevimli bir serseri.

Zorbalar, serseriler, fahişeler, genelevler, kenar mahalleler, gecekondular, erkek delisi kadınlar, kadın delisi erkekler, üçkâğıtçılar, küçük burjuvalar, eski solcular, dolandırıcılar bu kitabın dokusunu oluşturuyor. Bir dönemin ve insanlarının resmini çizen Kızıla Boyalı Saçlar; okuru kışkırtıyor, gözlerini gerçek hayata, hayatın gerçeklerine çevirmesini sağlıyor. Yalın ve mizah dolu bir anlatım; egemen sisteme ve sistemin savunucularına, benimseyenlerine karşı gözü pek, alaycı, sert bir eleştiri.

kızıla boyalı saçlar

Hiçkimse’nin Ülkeleri

Yazar: Scott Huler
Çevirmen: Fatoş Gaye Atay
Yayınevi: Arkadaş Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 408

Bugüne kadar yazılmış en güzel epik eser olan Odysseia’dan yola çıkan Scott Huler, biri antik, biri modern olmak üzere iç içe geçmiş iki ayrı yolculuğun öyküsü olan Hiçkimse’nin Ülkeleri’nde biraz yolculuklarını, biraz anılarını, biraz da gittiği yerlerin tarihini anlatıyor. Yazar, Homeros’un rehberliğinde Odysseus’un (Hiçkimse’nin) izini adım adım takip ederek sizi eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor.

Truva’dan başlayıp, Ithaka’da biten bu yolculukta, bir taraftan bugünü ve geçmişi ile Hiçkimse’nin Ülkelerini (Truva’yı, Kalypso’nun Ada’sını, Tepegözün Mağarası’nı, Lotus Yiyenlerin Ülkesi’ni, Ölüler Ülkesi’ni, İthaka’yı ve diğer yerleri) yaşarken, aynı zamanda kendinizle de yüzleşiyorsunuz. Belki bu yolculukta, güzel peri kızı Kalypso’yu, Tepegözleri, Sierenleri, Skylla ve Kharybdis’i ve tay gibi neşeli oynak Nausikka’yı göremeyeceksiniz ama Homeros’un destanında anlattığı hayat derslerini bir daha unutmamak üzere öğreneceksiniz. Yine de Malta dilinde “Xejn ma jiskantani”, Türkçesiyle “beni hiçbir şey şaşırtmaz” diyorsanız, antik dönemin en ünlü destanı hakkındaki bu modern epik eseri okumalısınız.

Akdeniz’in sadece deniz ve kumdan ibaret olmadığını düşünüyor ve hayal ülkesi İthaka’yı merak ediyorsanız, sizi bu eğlenceli yolculuğa çıkmaya davet ediyoruz.

hiçkimse’nin ülkeleri

E-Bülten Abonesi Olun

En yeni içeriklerimizden ilk sizin haberiniz olsun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Gizlilik politikamızda daha fazlasını okuyun.
Lütfen spam klasörünü kontrol edip güvenli olarak işaretleyin.

İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yazar Hakkında

2017 yılının Aralık ayında kurulan ve farkındalık yaratmak amacıyla gönüllülerin oluşturduğu bir topluluk.

Yorumunuzu Bekliyoruz