1. Ana Sayfa
  2. İzle-Oku-Gez

İzlanda Kitapları – 6 Kitap!

İzlanda Kitapları – 6 Kitap!
0

İzlanda Kitapları. İzlanda, Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde Grönland’ın güneydoğusu ile İskandinavya ve Büyük Britanya’nın kuzeybatısında yer alan bir ada ve Avrupa ülkesi. İzlanda, kuzeyinde Arktik Okyanusu ile çevrilidir. 356.991 nüfus ve 103.000 km² yüz ölçümüyle Avrupa’nın en seyrek nüfuslu ülkesidir.

thumbnail
Önerilen Yazı
KİTAP YORUM: NEIL GAIMAN – İSKANDİNAV MİTOLOJİSİ

İzlanda Kitapları

Mavi Tilki

Yazar: Sjon
Çevirmen: Omca A. Korugan
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 108

“Mavi tilkiler öylesine şeytanice benzerler ki taşa, büyülenir insan…”

Yıl 1883. İzlanda’nın vahşi ve soğuk düzlüklerinden birinde, bir adam Aurora Borealis’in ışık oyunları altında ilerliyor. Adamın ismi Peder Baldur Skuggason. Bir avcı o. Avı ise gizemli ve gizemli olduğu kadar da değerli bir varlık: Dişi bir mavi tilki. Mavi tilki çok dikkat etmeli çünkü avcı adeta onun zihnine giriyor, gideceği yönü önceden hissediyor. Ama avcı da dikkat etmeli.

Çünkü bir avcının kaderinde avına avlanmak da var…

mavi tilki

Ölü Gömme Törenleri

Yazar: Hannah Kent
Çevirmen: Ziya Celayiroğlu
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 344

1828’in Mart ayı… İzlanda’nın kuzeyinde bir çiftlikte iki erkek vahşice öldürüldü. Cinayetlerden suçlu bulunan Agnes Magnúsdóttir, idama mahkûm edildi. İnfaz gününe kadar tutulacağı çiftliğin sahipleri ondan hem korkuyor hem de tiksiniyorlardı. Onların gözünde Agnes bir şeytan, bir cadı, cinayete ortak ettiği iki gencin beynini yıkamış bir caniydi.

Koskoca toplumda ona kulak verecek tek bir kişi vardı… Agnes’in isteğiyle, ölümüne dek ona rehberlik etmekle görevlendirilen Rahip Tóti, bu yapayalnız kadının öyküsünü dinlerken, olaylara farklı bakışımızın gerçekliği nasıl kökünden değiştirebileceğini görecekti.

Bütün yaz tarlada çalışan Agnes’in, kış bastırınca tek bir odaya sıkışıp kalan aileyle ilişkisi değişti. Onu dinleyenlerin zihinlerindeki soru gitgide belirginleşiyordu: Cinayeti işledi mi, işlemedi mi?

Bir insanın, olduğunu düşündüğü kişi ile olduğu düşünülen kişi arasındaki fark bir uçuruma dönüştüğünde, o karanlık boşluğa düşmesi an meselesidir ve bazen bunu aşk bile engelleyemez…

Yaşanmış bir olayı konu alan Ölü Gömme Törenleri bireyin varoluş savaşına dair yürek sızlatan bir anlatı…

“Anlatıya doğal bir biçimde yerleştirilmiş olan araştırma bulguları, yazarın ele aldığı konu hakkında derin ve yoğun bir bilgiye sahip olduğunun ispatı.”

New York Times

“Hannah Kent, karmakarışık haldeki tarihsel kayıtları bir araya getirip Agnes’in son aylarını yeniden kurgulamış. Ortaya masallar, şiirler, acı, kapana kısılmışlık hissi, çetin geçen mevsimler ve baştan aşağı yalnızlıkla örülü bir öykü çıkmış.”

The Telegraph

“Olay örgüsü öylesine iyi kurulmuş ki sonunu bilmemiz, öykünün yarattığı heyecan.ı daha da artırıyor.”

Guardian
ölü gömme törenleri

Cennet ve Cehennem

Yazar: Jon Kalman Stefansson
Çevirmen: Mert Doğruer
Yayınevi: Kafka Kitap
Sayfa Sayısı: 237

Dürüstlük ruhsuz meleklerin sahip olduğu bir lükstür. Olağanüstü bir anlatı… Denizin derinliklerinden gelen derin bir nefes gibi. İzlanda’nın uzak bir bölgesinde, genç bir delikanlı ve arkadaşı Barður, bir balıkçı grubuyla morina avına çıkarlar. Fakat açık denizde seyrederlerken bir kış fırtınasına yakalanırlar ve kendini “Kayıp Cennet”le ilgili hayallere kaptırmış olan Barður vahşi soğuğa dayanamayarak ölür.

Arkadaşının ölümüyle perişan olan genç, balıkçı istasyonuna döner dönmez oradan ayrılır ve arkadaşının ölümüne yol açan kitabı kör bir kaptan olan sahibine iade etmek için yola düşer. Yolculuğun tehlikeleri ve zorlukları onun için hiç önemli değildir ölen arkadaşının peşinden gitmeye çoktan karar vermiştir bile. Ama kasabaya vardığında, bu dünyada bir tek kendisinin yalnız olmadığını anlar: Toplum dışına itilmiş insanlardan oluşan sıcak bir arkadaş grubuna kabul edilerek, dünyaya yepyeni gözlerle bakmaya başlar.

cennet ve cehennem

Özgür İnsanlar

Yazar: Halldor Laxness
Çevirmen: Osman Yener
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 511

Nobel edebiyat ödüllü İzlandalı şair ve romancı Halldór Laxness, Özgür İnsanlar’da, bağımsızlığına düşkün bir halkı, bir çiftçinin destansı hayat mücadelesi üzerinden anlatıyor. Bjartur, on sekiz yıl boğaz tokluğuna çalıştığı toprak ağasından satın aldığı çiftliğinde, karısı, çocukları, köpeği ve koyunlarıyla doğaya, tacirlere ve hurafelere meydan okuyan, adeta kendi dünya savaşını veren yoksul bir çiftçidir.

İşler bir türlü istediği gibi gitmez ama her defasında ayağa kalkmayı, mücadeleye bıraktığı yerden devam etmeyi başarır. Laxness’in, başına buyruk, inatçı Bjartur’a ve çevresindekilere duyarlı, sevecen bir dille hayat verdiği satırlar, Jomsviking baladlarından Eddalara, kadim İzlanda sagalarının izinden yürüyor.

Özgür İnsanlar, her çeşit tahakküme başkaldıran, her zorluğu yenmeye kararlı bir insanın epik, kimi zaman da komik sergüzeştini anlatan, çağların ve mekânların ötesine uzanan, büyüleyici bir klasik.

“Laxness’ın hayalgücü, sembol ve anlatım konusundaki yeteneği büyük şairleri akla getiriyor… Bjartur, köylülerin özgürlüğünün karmaşık ve büyüleyici bir sembolü.”

The New York Tımes Book Review
özgür i̇nsanlar

İzlanda’nın Çanı

Yazar: Halldor Laxness
Yayınevi: Kitapsaati Yayınları
Sayfa Sayısı: 576

17. yüzyılın sonlarında İzlanda’da geçen eser, ‘bir zamanlar İzlandalıların tek ulusal mirası çan’ diye başlar. Başkahraman sevimli bir çiftçi ve hırsız olan Jón Hreggviðsson, olta telini çaldığı için tutuklanır. Sömürge olan İzlanda’nın başında bulunan Danimarka Kralı, İsveçliler tarafından tahrip edilen Kopenhag’ın yeniden inşa edilmesi için manevi değeri yüksek bu çanın eritilip inşada kullanılması ister ve bu işi de Jón’un üstlenmesi emrini verir. İzlanda’nın onuruna yapılan bu saldırı, kitap boyunca kahramanların adalet arayışlarına yol açar.

İzlanda’nın Çanı yanı sıra Sarışın Bakire ve Kopenhag’ta Yangın öyküleri kitapta bir üçleme olarak bu arayışı dillendiriyor.

Mücadele sırasında Jón, İzlanda’nın sulh hâkiminin kızı güzel Snæfriður’la ve onun sevdiği, ona karşı mücadele ettiği kralın danışmanı Arnas Arnæus’la karşı karşıya gelir.

Arnæus, ülkenin ileri gelenleriyle gerçekleştirdiği bir ziyaret sırasında Jón’un annesinin yatağının altındaki saman ve çöp yığınının içinde, en değerli el yazmalarından olan Skálda’ya ait parçalar bulur. Çiftçinin harap evine yapılan bu ziyaret sırasında, Jón Hreggviðsson’un cüzzamlı ailesinden korkan genç Snæfriður, kendisini koruması için Arnæus’la yakınlaşır.

Okuyucu, Snæfriður’un Arnæus’a bir zamanlar umutsuz bir aşk beslediğini, ülkesinin onuru ve şanı için bıkmadan çalışan adama hayranlık duyduğunu anlar.

Snæfriður, Jón infazından önceki gün serbest kalmasına yardım eder. Başkahraman karanlık hapishanelerden çıktıktan sonra Snæfriður’u bulur. Kadın kahramanımız yıllar sonra, yıkık dökük bir çiftlikte ya­şamaktadır, hala güzeldir ancak tehlikeli bir alkolik olan serseri Magnús’la evlidir. Kitaptaki en içler acısı ve komik sahnelerden biri de, sarhoş bir halde yabancı birinin bah­çesinde durup ondan kellesini kesmesini isteyen Magnús, bir fıçı içki karşılığında karısını satarak bir anlaşma yapmasıdır. Rahip, bu haberi kadın kahramanımıza verdiğinde kendisi, Laxness’in tarzına uygun olarak, yalnızca güler…

Ölümün kıyısında kara mizahı barındıran İzlanda’nın Çanı, modern roman biçimiyle yarı folklorik nitelik taşır. Yazar, mizahi bakış açısını kazandırmak için ülkenin kültürel geçmişinin dev hikâyelerini kullanır ve onları acının izdüşümünde yaşama dönüştürür.

i̇zlanda’nın çanı

Kutup Soğuğu

Yazar: Arnaldur Indridason
Çevirmen: Sabri Gürses
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 320

“Bir orman olması için kaç ağaç gerekir?” İzlandalı dedektif Erlendur’un bu macerasını da elinizden bırakamayacaksınız…

“Bir orman olması için kaç ağaç gerekir?”

Reykjavík kutup soğuğuna teslim olmuşken, oyun parkında on yaşlarında, çekik gözlü, esmer bir oğlan çocuğunun cesedi bulunur. Küçük Elías, buz tutmuş bir kan gölünün ortasında uyuyor gibidir. Acaba bu bir kaza mıdır? Yoksa çocuk öldürülmüş müdür?

Cinayet Masası dedektifi Erlendur ile yardımcıları Elínborg ve Sigurdur Óli’nin tüylerini ürperten olayın bir cinayet olduğu çok geçmeden anlaşılır. Yarı Taylandlı Elías’ın ağabeyi de ortadan kaybolmuştur. Dedektifler yabancı düşmanlığından şüphelenerek olayı araştırmaya koyulurlar.

Cinayetin esrar perdesi aralanırken, Elías’ın ölümü Erlendur’u çocukken kaybolan kardeşinin trajik hikâyesiyle de yüzleştirecektir… İzlandalı dedektif Erlendur’un bu macerasını da elinizden bırakamayacaksınız…

kutup soğuğu

E-Bülten Abonesi Olun

En yeni içeriklerimizden ilk sizin haberiniz olsun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Gizlilik politikamızda daha fazlasını okuyun.
Lütfen spam klasörünü kontrol edip güvenli olarak işaretleyin.

İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yazar Hakkında

2017 yılının Aralık ayında kurulan ve farkındalık yaratmak amacıyla gönüllülerin oluşturduğu bir topluluk.

Yorumunuzu Bekliyoruz