Pascual Duarte ve Ailesi… Bir dönem yasaklanmış bir kitabı okuyacaksınız. Anlatılan hikayenin normalliği karşısında şaşıracaksınız. Çok normal. O kadar normal anlatıyor ki… Kitap 1942’de yayımlanmıştır. O tarihlerde karanlıklara gömülmüş İspanyol edebiyatında bir bomba etkisi yarattığı söylenir. Bunun nedeni ise kitabı yazdığında henüz 26 yaşında olmasıdır.
“Büyük ihtimalle, Don Quijote’den sonra en çok okunan İspanyol romanı.”
Okuma listeme Nobel Edebiyat Ödülü aldığı için eklemiştim. İyi ki de eklemişim. İlk sayfadan itibaren kopamadım kitaptan. Sayfalar birbirini izledi. Sanki yüz yüze konuşuyormuşuz gibiydi. O kadar gerçekti. O kadar inanılmazdı.
Hikayeyi bize Pascual anlatıyor. Fakat alışık olmadığımız bir tarzda. Sanki karışacakmış gibi geliyor ama hiç de öyle olmuyor. Konuyu her ne kadar dağıtmış gibi görünse de aslında dağılan bir yerin olmadığını tam aksine hikayenin derinliği karşısında şaşırıyorsunuz. Çok farklı bir deneyimdi.
Şiddet ile büyümüş biri olsanız siz nasıl davranırdınız? Her şeyi şiddete başvurarak çözmeye çalışan bir aileniz olsaydı? Pascual da öyle bir çocukluk geçirmiş, yaptıkları ve yaşadıkları hep bunun sonucu. Biz nasıl davranırdık bilemiyorum.
İçerisinde bol bol deyim de var. Bu da çok ilginç geldi bana. Hiç bu kadar deyim gördüğüm bir kitap okumamıştım.
Çeviri gerçekten çok başarılı. Zaten yazarın önsözünü okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız. Çünkü yazar kitapların ana dilinde okunması gerektiğini savunan birisi. Çevirmenimiz Alev Güçlü, bu konuya olması gerekenden daha fazla dikkat etmiş.
Herksin okuma listesine eklemesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu zevki herkes tatmalı.
Kitapla kalın.
“Ben, beyefendi, kötü bir insan değilim; oysa kötü olmam işten bile değildi.”
Sayfa 23
“Elindeyken değerini bilmediğin onca şeyin sonradan özlemini çekmek,ölümlü insanın doğasındaki gizlerden biri değil de nedir!”
Sayfa 34
“Çünkü aynı kanı taşıyanın kininden beteri yoktur; çünkü insan hiç kimseden, benzediği ve benzerliğinden iğrendiği kişi kadar büyük bir şiddetle nefret edemez.”
Sayfa 46